Her ülkenin karşı karşıya olduğu sorunlar, toplumun gelişim sürecinde birer sınav niteliği taşır. Ancak bu sorunlar görmezden gelindiğinde veya çözüm için gerekli adımlar atılmadığında, yalnızca büyüyerek daha karmaşık bir hale gelir. Ülkemizin karşılaştığı sosyal, ekonomik, çevresel ve politik sorunlar, uzun zamandır gündemde olmasına rağmen,  yeterince ciddiye alınmamakta veya ertelenmektedir.

*EĞİTİMDE  KALŞTE  SORUNU…

Eğitimin niteliği, bir ülkenin kalkınması ve geleceği için en önemli unsurlardan biridir. Bu tabi ki bizim ülkede pek ciddiye alınmıyor. Neden mi? Eğitim sistemi, müfredatın yetersizliği, eşitsizlik, öğretmen eksikliği ve altyapı sorunları gibi pek çok problemle karşı karşıyayız . Eğitimde sürekli değişen politikalar, gençlerin istikrarlı bir şekilde gelişimini  de engelliyor.

*EKINOMİK DENGESİZLİK VE  İŞSİZLİK…

Gelir dağılımındaki adaletsizlik, yüksek enflasyon ve artan işsizlik oranları, vatandaşların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bir “ PATATES” krizi yaşadık ve gördük ki ülkemiz asla kendi ayakları üzerinde asla duramayacak. Öte yandan  genç işsizliği, hem bireysel hem de toplumsal huzursuzluk yaratıyor. Her yer işsiz ve amaçsız insanlar ile dolu. Bu sorunlar, yönetenlerin zerre umurlarında değil. 

*SOSYAL  ADALETSİZLİK VE  YOKSULLUK…

Yoksulluk, sosyal eşitsizliklerin en belirgin göstergesidir. Eğitim, sağlık ve temel yaşam haklarına erişimdeki eşitsizlik, toplumsal huzursuzluğu yoktan var etti bu ülkede. Bu durum, toplumun dayanışma ruhunu zayıflatıyor ve bireyler arasındaki uçurumu derinleştiriyor. Hadi bir birlik ve beraberlik örneği veriniz? YOK VE OLMAYACAKTA. Bana dokunmayan yılan ben yaşasın.

*SAĞLIK  SİSTEMİNDEKİ  EKSİKLİKLER…

Sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sıkıntılar, uzun bekleme süreleri ve sağlık çalışanlarının üzerindeki aşırı yük, vatandaşların sağlıklı bir yaşam sürmesini zorlaştırıyor. Bu ülkenin en büyük kanayan yaralarından birde sağlık sektörüdür. Neler neler yaşadık hep birlikte şahit olduk.

*KADIN VE  ÇOCUK HAKLARI…

Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet, istismar ve eşitsizlik, hala ciddi bir problem olmaya devam ediyor. Ülkemizde yaşanmayan ve şimdilerde yaşanmadan geçilmeyen, bu tür olaylara da etkili bir çalışma ve yaptırım maalesef ki yapılmıyor. Toplumun en savunmasız kesimlerinin korunması için daha etkili yasal düzenlemelere ve farkındalık çalışmalar yapmanız için kaç kadın, kaç çocuk daha istismar, tecavüz, darp edilmeli. 

Kısacası ülkede göz ardı edilen faktörlerleri anlatmaya devam etsek, sabah olur akşam olur ama değişen hiç bir şey ol az. Sorunların görmezden gelinmesi, toplumun çeşitli kesimlerinde umutsuzluk ve güvensizlik yaratmaya başlayalı yıllar oldu.  Özellikle gençler, çözüm bulunmayan problemler nedeniyle geleceğe dair karamsar bir tutum sergiliyor. Bu durum, beyin göçü, toplumsal huzursuzluk ve ekonomik durgunluk gibi sonuçlara yol açacak olsa da, yönetiyoruz diyenlerin kör taraflarına denk geliyor. 

Ülkemizin sorunları görmezden gelinmeyecek kadar ciddi ve çözüm bekleyen niteliktedir. Bu sorunlara duyarlı bir şekilde yaklaşmak, hem bireyler hem de toplum için daha parlak bir gelecek inşa etmenin tek yoludur. Her bir bireyin sorumluluk alarak çözüm sürecine katkıda bulunması, ülkenin gelişimi ve refahı için hayati öneme sahiptir.

Unutulmamalıdır ki, sorunları çözmek için onları göz ardı etmek yerine cesaretle yüzleşmek gerekir. Toplumsal dayanışma, bilinç ve kararlılıkla, daha güçlü ve sürdürülebilir bir gelecek mümkün olacaktır. Ben ve benim gibi düşünene onca birey tek başımıza koca ülkeyi değiştiremeyiz. Yönetiyoruz diyenlerin ülkenin içler acısı tarafına başlarını çevirmeleri önemle rica olunur. 

ÇÜNKÜ, 
GELECEK PARTİCİLİKLE İNŞA EDİLMİYOR ÇOK SAYIN TAKIM ELBİSELİLER…