Ülkemiz doğal güzellikleri ve sakin yaşam tarzıyla bilinse de, trafik kazaları burada da ne yazık ki toplumun üzerinde kara bir bulut gibi dolaşıyor. Her yıl onlarca insan yollarda hayatını kaybederken, yüzlerce kişi yaralanıyor. Bu kazalar, bireysel trajedilerin ötesinde, toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkıyor ve çözüm bekleyen bir yara haline gelmiştir. Gelin görün ki , asla çare bulunamıyor ve kimse artık bu “TRAFİK CİNAYETLERİNE” çözüm getiremiyor. 

Ülkemizde yaşanan  trafik kazaları, özellikle genç nüfus arasında oldukça yaygın. Alkollü araç kullanımı, aşırı hız, dikkatsizlik ve yetersiz trafik altyapısı, kazaların başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Dar ve bakımsız yollar, yetersiz aydınlatma ve trafik işaretlerinin eksikliği de bu tabloyu daha da karanlık hale getiriyor. Yaya olarak da artık hiç bir güvenliğimizin olmadığını da , yaşanan kötü sonuçları ile görüyoruz. 

Küçük bir ülke olmamıza rağmen, trafik kazalarındaki ölüm oranlarının Avrupa standartlarının çok üzerinde olduğu ayan beyan belli. Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal bir farkındalık eksikliğinin ta kendisidir. Yollar, insanların sevdiklerine ulaşması gereken güvenli bir alan olmak yerine, hayatların son bulduğu tehlikeli birer tuzak haline gelmiştir. 

Trafik kazalarının en acı verici yönü, genç yaşta hayatını kaybeden insanların geride bıraktıkları derin boşluk. Özellikle KKTC gibi küçük topluluklarımızda  bir kişinin kaybı, yalnızca ailesini değil, tüm toplumu etkiliyor.  Kazalarda yaralananlar ise yaşam boyu süren fiziksel ve psikolojik etkilerle mücadele etmek zorunda kalıyor. İş gücü kayıpları, sağlık harcamaları ve rehabilitasyon süreçleri, yalnızca bireyler için değil, devlet için de büyük bir maliyet oluşturuyor. Soruyoruz kimin umurunda ? 

HİÇ KİMSENİN …

Ülkemiz , trafik kazalarının yarattığı bu kara tabloyu değiştirebilecek güce ve potansiyele sahip. Ancak bunun için bireylerin ve devletin el ele vererek ortak bir çaba göstermesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki yollarda alınan her önlem, bir hayat kurtarmak demektir.

Trafik kurallarına uymak, dikkatli olmak ve başkalarının hayatlarına saygı göstermek, bu kara tablonun rengini değiştirmek için atılacak en önemli adımlardır. Yollar güvenli hale geldiğinde, kaybedilen hayatların yerini umut ve huzur alabilir. Keza her  bir trafik kazası, aslında önlenebilir bir trajedi olarak karşımıza çıkıyor. Kaybettiğimiz her insan, sadece bir sayı değil, bir hayat bir aile ve bir toplum için büyük bir kayıptır. 

Bu kapkara tabloyu değiştirmek, bireylerin ve toplumun ortak çabasıyla mümkün. Unutmayalım ki yollardaki her kural, bir hayatı kurtarmak için var. Kurallara uyalım, dikkatli olalım ve trafik güvenliğini bir yaşam biçimi haline getirelim.

Cezalar artık çok ama çok yetersiz kalıyor.  Kapkaranlık yolların , bozuk yolların, trafik işaretlerinin olmadığı, bu kadar düzensiz yollarda yapılan şuursuzca süratler, madde etkisi altında , alkollü araç kullanımı ve tabi ki kuralsızca kullanımlar sonuçu onlarca insanımızı kurban ettik. 

ARTIK  “YETER!” DEMENİN VE  KAYBETTİĞİMİZ  HAYATLARININ ANISINA  DAHA GÜVENLİ BİR  GELECEK  İNŞA  ETMENİN VAKTİ GELDİ…