Karakuş'un köşe yazısı...

Toplu  taşıma sistemleri, şehirlerin ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliği için hayati öneme sahiptir. Tabi ki bu gelişmiş ülkeler için geçerli. Bakmayın siz benim hayallerime. Her vatandaş gibi, maalesef yaşadığım ülkede toplum ve bireysel olarak hakklarımı(zı) sorgularım veya talep ederim. 


DUYDUNUZ MU? 

Lefkoşa/Girne tek yön: 100 TL 

Hey yavrum hey…

Muhteşem bir toplu taşıma filomuz var. Hizmette sınır tanımayan. Süper bir yönetim ve planlama ile işleyen. Vatandaşı asla mağdur etmeyen. Saatinde ulaşım sağlayan. Uzun vadeli ve süreklilik arz eden. Tam anlamıyla güven veren bir toplu taşımamız var ki, bu ücretleri talep ediyorlar. Bu ülkede asla ve asla toplu taşıma hizmetleri  sunulmuyor ve buna rağmen , bu kadar fahiş ücretlerin tahsil edilmesi, halk arasında devlete olan güveni ciddi şekilde sarsıyor. Tabi bu sizlerin umrunda mı? HAYIR…

Toplu taşıma hizmetlerinden yararlanamayan vatandaşlar, alternatif ulaşım yöntemlerine başvurmak zorunda kalıyor. Bu da özellikle düşük gelirli bireyler için ek bir ekonomik yükü demektir. Özel araç kullanımı, taksi hizmetleri  maliyet açısından vatandaşları zorluyor. Ekonomik krizin içinde boğuşan halka , külfet üstüne külfet yaratmakta üstünüze yok. 3 kuruş maaşı , nasıl ve ne yolla geri alırsınız planlarınız hiç bitmiyor sizin. NE DİYORSUNUZ “HER ŞEY  HALK İÇiN” Hakkaten her şeyi halkı zora koşmak için yapıyorsunuz. Hakkınızı yiyemeyiz. 

Bir çalışan düşünün ki, aracı yok ve toplu taşıma ile Lefkoşa’dan Girne’ye gidecek. Günde 200 tl yol parası verecek. Ayda 4000 tl ediyor. Bu da 5 gün çalışıyorsa eğer. Aldığı asgari ücret oratada ve 29.640 tl  4000 tl yol parası verecek. Geri kalanı ile 15.000 tl ev kirası verecek. Geriye kalan 10,640 tl ile Elektirk, su ödeyecek. Ve geri kalan 1000 tl ile de ekmek alıp yiyecek. Daha be istesin ki vatandaş. Mis gibi hayat. Öte yandan da  makamlarda oturanlar, altlarındaki  makam araçları ile gez babam gez. 

Öyle bir karanlık gelecek hazırlanıyor ki , bunu başarmak her babayiğidin harcı değil. Girdikçe fakirleştirilen ve göçe zorlanan bir toplum var edildi. Bu kadar ekonomik çıkmazın yarattığı suç ve suçlular yaratınız. Yönetildiğiniz şekilde , yönetmeye çalıyor ve halkın boğazına geçirdiğiniz ipi her geçen gün, daha çok sıkarak intiharlara, göçlere, suçlara mahal veriyorsunuz. Çıkmazları görmeyip, sırf cepleriniz dolsun diye her geçen gün kalabalıklaştırdığınız ülke, artık geleceğin karanlığına gömülmeye hazır hale geldi. 

Ülkede her türlü hırsızlığın işlendiği, huzursuzluğun nirvana da  olduğu, güvenin tamamen bittiğini, hiç bir hizmetin olmadığını, hepsini geçiniz ya SAĞLIK ve EĞTİMİN bile bittiğini görmemek için kendiniz kuma sokuyor ve varsa yoksa kendi cep ve servetleriniz diyorsunuz. Utanma tınınız yok bunu anladık. Peki ya BAŞARIZILIĞINIZI nasıl saklayacaksınız? İşte o zor be arkadaş. Ayan beyan ortada halka yaptığınız eziyet. Ekonomik ve sosyal olarak bir bitirme projesi içinde harıl harıl çalışıyorsunuz. 

Koca yaz ve okullara tek taş koymadınız. Okul avlularına, konteyner yerleştirerek iş yaptığınızı sanıyorsunuz. Yazık ki ne yazık!!! En çok da bu ülkenin çocuklarının ailelerinden alınan vergilerin karşılığı EĞİTİM eksikliği ve yoksulluğu. Yazık ki bu ülkenin emekçisinin ve emeklisinin vergilerinin karşılığı olamayan bir SAĞLIK sistemi. Yazık ki bu ülkede dirsek çürütenlerin , alın teri dökenlerin insan yerine konulmaması.  

Nereye kadar yiyeceksiniz be arkadaş? Ne kadar daha ben/ biz/ bizler diyeceksiniz? Ne kadar daha , onca gencimizin geleceğine engele olacaksın? Daha nereye kadar sürecek bu SALTANATLIK sanıyorsunuz? 
Öyle halk için çalışıyoruz, biz geleceğiz inşaa ediyoruz, yaparız , yaptık cümlelerini geçiniz artık. Bu ülkenin emekçileri ne kör, ne sağır, ne de aptladırlar. Her gün bir sansasyon ile sarsılan ülkede, her şeyi bilen ve gören bir toplum var artık. Her cevap zamanına gebedir. Elbet halkın da gücünü göstereceği günler de gelecektir. 


GERÇEKLERDEN KOPUK BİR YÖNETİM 

ANLAŞININ TEK KURBANI 

“HALKTIR” 


KARAKUŞ