Türkiye'nin Avrupa Birliği bakanı ve baş müzakerecisi Egemen Bağış’ın kısmen açıkladığı Kıbrıs için yeni formül buydu.

Bağış açıklamasında Kıbrıs'ın Türkiye'nin bir alt yönetimi olabileceğini dile getirmişti. İlk etapta özellikle Kıbrıs'ta ciddi tepkilere neden olmasından dolayı sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylese de bugune kadarki gelişmeler  açıkcası bu yönde.

En son ve en önemli gelişmede şu: Kıbrıs Polis Teşkilatı'nın başına Türkiye’den bir müdürün atanmasıdır. Her ne kadar resmi olarak kabul edilmese, başbakan İrsen Küçük tarafından resmen inkarda edilmedi, başbakanın bu konuyla yaptıgı tek açıklamada kafaları karıştıran cinsten.

Başbakanın yaptığı açıklamada sadece antlaşmaları işaret etmesi, Kıbrıs'ın bagımsızlığı kaybettiğini gösteriyor. Bunun yanında Kıbrıs'ın dünyaya bağlanmasının yerine Türkiye'ye bağlanmaya dogru gitmesi Kıbrıs için büyük talihsizliktir.

Başbakan İrsen Küçük’ün  işaret ettiği antlaşma,’Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında irtibat görevlisi atanmasında dair’ antlaşmadır.

Yanlız atanan kişinin yetkisinin ne olduğu rütbesinin ne olduğunu kimse bilmiyor, polis bile bununla ilgili bir şey bilmiyor,iddia edilen tek şey bu kişinin yetkiside rütebside polis genel müdürüyle aynı ve arkasında ‘büyük biraderinde’ oldugu baz alınırsa bu kişinin neredeyse Kıbrıs'ta sınırsız güçe sahip oldugunu kimse inkar edemeyecektir.

Bunun yanında sosyal hayatta yaşanan gelişmelerde Kıbrıs polisinin ciddi anlamda değiştiğini kendi yapısından uzaklaştığı göz önünde
Uzun süredir devam eden eylemlerde, Kıbrıs polisinin, T.C polisinden farksız davranması, Kıbrıs'ın eski hoşgörülü, demokrat, şiddetten uzak tavrının terk edilip kendi yapısı ve sosyal durumuyla alakasız, Türkiye'deki polis teşkilatının küçük bir örneğini andırması Kıbrıs Polis Teşkilatı'nın ‘imamın ordusunun zihniyeninin’ hakim olmaya başladıgının sosyal hayattaki en büyük kanıtıdır.

Daha önce Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Merkez Bankası ve Sivil Savunma gibi kurumların başına ‘Türkiye'den birinin atanmasından sonra’ bu durumda ada tarihinde bir ‘ilk’ olarak yankı buldu.

Bunun yanında bu iddialara ciddi açıklamalar gelmemeside adada  eleştirilere neden oldu. Kıbrısın en büyük sendikası olan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasından (KTÖS) yapılan açıklamada, hükümete ‘Kıbrıs Türkü'nün Polis Teşkilatı'nın imamın ordusuna mensup biri tarafından mı yönetilecek’ şeklindesi sorusuna net bir cevap gelmemesi kafaları karıştırmıştır.

Sonuç itibarıyla benim de gözlemlediğim Kıbrıs'ın, Türkiye'nin küçük bir alt birimi olmaya doğru gittiğidir. Sosyal, siyasal, ekonomik, refah vb. her anlamda ciddi irtifa kaybetmektedir. Ortaya çıkan bu son iddiada kıbrısın resmi anlamdada iç bağımsızlığını kaybettiği yönündedir.

En kısa sürede doğruların ortaya çıkacağına  hiç şüphem yoktur. Ortaya çıkan doğrularda böyle bir yanlış varsa hemen yanlıştan dönüleceğine de inancım tamdır. Kıbrıs Kıbrıslıların'sa Kıbrıs Polis Teşkilatını da bir Kıbrıslı'nın yönetmesi gerekmektedir…