Bu günlerde KKTC’de pek de huzurlu günler yaşadığımız söylenemez. Bir yanda akbabalar gibi fırsat kollayan “uluslararası toplum” bizi boş bir günümüzde kıstırıp bize “özgürlük ve dünyayla bütünleşme” getirmek istiyorlar. Tabi bundan esas kastettiklerinin Kıbrıs Türk halkını bir şekilde Rum boyunduruğuna sokmak için Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetine yama yapmaktır.
Diğer yanda ise bir türlü dinmek bilmeyen iç sorunlar. Halk – Hükümet – Cumhurbaşkanlığı – Sendikalar – Siyasi Partiler beşlisinden hiç birisi diğeriyle ne geçinebiliyor ne de artık birbirlerine tahammülleri kalmış. UBP’den gelen Cumhurbaşkanı hemen her gün UBP iktidarını bir şekilde eleştiriyor. Bu da ülkemizin en üst makamlarından başlayan huzursuzluğun tüm halkın her davranışını etkilemesine neden olmaktadır.
Cumhuriyetimizin baş şehri Lefkoşa’nın Belediyesindeki içler acısı duruma bir bakın. Sendika, Belediye Başkanı ve Belediye meclisi çözüm üretmekten kesinlikle çok uzak. Hükümet ise belediye başkanını tatile göndermekle ortaya bir çözümün çıkabileceğini ısrarla söylemekte. Yani Cemal Başkan tatile çıkarsa belediyede yıllardır kazılan kuyu aniden örtülecek ve her sorun kökünden çözülecek midir?
Belediye Emekçileri Sendikası işe belediye yönetimiyle muhatap olmakla başladı ki doğrusu da zaten budur. Aniden KKTC Hükümetini de muhatap bulur gibi oldu derken Cumhurbaşkanı da konuya müdahil oldu. Böylesine halkın sağlığını etkileyen bir kriz için tabi ki en yüksek makamlar da çözüm üretimi için yardımcı olmalılar. Ancak ortaya şöyle bir tablo çıkmıştır. BES istediğinde belediye meclisini ve belediye başkanını atlayıp Başbakana direk gitmek suretiyle istediği konuları tartışabilecek. Zaten belediye baökanı tatile giderse herşey çözülebilir deniyor. Peki o zaman bu kriz atlatılsa da ileride bir sorun patlak verdiğinde BES belediyer yönetimini kaale alacak mıdır? Başbakana veya Cumhurbaşkanına gidip konuları görişebilecekse neden belediye başkanı ile zaman kaybetsin? Nasılsa başkanı tatile gönderip konuyu çözecekler.
Lefkoşa belediyesindeki korkunç sorun bir an önce çözülmeli ve halkımız ödediği ve hakettiği hizmetlere tekrar kavuşmalıdır. Bu tabi ki belediye çalışanlarının da hakettikleri ödeneklerine kavuşmalarını da getirmelidir. Ancak bu konu bu kadarla da çözümlenemez. Ortaya sorunun çıkmasında baş rolü oynayan kök nedenler vardır. Bunlar da masaya yatırılmalı ve bir daha böyle günlerin yaşanmaması için sorun kökten çözülmelidir. Belediyede ihtiyaçdan fazla 400 çalışan varsa bunun altından bu belediye kalkamaz. Kadroların bu kadar şişirilmesine neden olanlar utansınlar diyelim ama yine de bu sorun da bir şekilde ele alınmalıdır. Kimsesin ekmek parasında gözüm yok. Ancak sürdürebilir bir yapı yoksa bugün olduğu gibi kimse maaşlarını alamayacak. Görünen köy kılavuz istemez...
Aslında keşke bu gibi sorunlarımız tek bir belediyenin sorunu olsa ama aslında ayni sorun tğm devlet sektörğnde karşımıza çıkmaktadır. Yani Lefkoşa belediyesinde patlak veren olay yakında tüm KKTC genelinde karşımıza çıkabilir. Bunun önlenmesi için de seçim yoluyla yerel veya ulusal makamları kazananların bir an önce ülke çıkarlarını ön plana alarak birlikte çalışması gerekmektedir.
İçteki sorunlarımızı bir an önce kontrol altına alamadığımız takdirde kıbrıs sorununda bizi çok kötü günler beklemektedir. Yakın geçmişimizde BM Genel Sekreteri’nin ve ekibinin yaptıkları BM’nin açıkca taraf tuttuğuna işaret etmektedir. Biz kendi evimize çeki düzen verip KKTC’yi daha güzel günlere taşımaya bakalım yoksa akbabalar başımızın üzerinde dolaşmaya başladılar bile...