Karakuş'un köşe yazısı...

Son yıllarda, ülkemizde taciz vakalarının artışı, ciddi bir toplumsal kriz haline gelmiş durumda. Her gün birileri kendinde bu cüreti buluyor ve  fiziksel, cinsel, duygusal veya sözlü olarak bu davranışı  gerçekleştiriyor. Bireyin onurunu, özgürlüğünü ve güvenliğini tehdit eden bu tür davranışlar sıkça yaşanmaya başlanmıştır.  Bu denli yaygınlaşması, yalnızca bireylerin güvenliğini değil, aynı zamanda toplumsal huzuru ve adaleti de sarsacak duruma gelmiştir. 

Toplumumuzda köklü bir sorun olan cinsiyet eşitsizliği, tacizin artışındaki başlıca etkenlerden biridir bana göre. Kadınların geleneksel rollerle sınırlandırıldığı, erkeklerin ise bu roller üzerinden güç kazandığı bir sistemde, cinsiyet temelli şiddet ve taciz vakaları kaçınılmaz hale getiriyor . Erkeklerin kadınlar üzerinde baskı kurma hakkını kendilerinde görmesi, bu tür olayların artmasına süratle yaşanmasına sebep oluyor. 

İnsanlar, artık nerede güvende olacaklarını bilemiyorlar. İş yeri, plaj, park, market, v.b gibi yerlerde insanlar huzursuz vede kaygılı olmaya başladı. Modern ülkelerde, her türlü suçla mücadele artık en üst seviyeye ulaşıyorken, bizim ülkede hala bu tür suçlar katlanarak işlenmeye devam ediyor. Yasal düzenlemelerin yeterince caydırıcı olmaması, tacizcilerin cesaretini artıran bir başka önemli faktördür. 

Taciz vakalarının çoğu, yasal süreçlerde yeterince ciddiye alınmıyor veya cezalar hafif kalıyor. Bu durum, tacizcilerin kendilerini dokunulmaz hissetmelerine ve daha fazla kişiyi mağdur etmelerine neden oluyor. Bu nettir artık. Bir tür suç katlanarak devam ediyorsa bir yerde , bir hata vardır demektir. İnsanların kendi ülkesinde, kendi evinde, kendi marketinde, kendi plajında, kendi okulunda kısacası topluma mal olan her yerde GÜVEN ve HUZUR içinde yaşaması en büyük İNSANİ hakkıdır. 

Çocuklarımız, gençlerimizi korumak çok güçleşiyor. Kimin, nerede ne yapacağını artık kestiremiyoruz. Hiç bir yer güvenli gelmiyor. Bu tür insanlık dışı hareketlere maruz kalanlar, bazen rezil olamamak adına sesini dahi duyurmaktan korkuyor. Belki de yıllarca bunu yaşamaya mahkum bırakılıyor. 
Taciz, bireylerin güvenliğini ve özgürlüğünü tehdit eden bir suçtur ve bununla mücadele etmek, sadece mağdurların değil, tüm toplumun ve özellikle de yetkililerin sorumluluğudur. 

Yasa koyuculardan polislere, eğitimcilerden medya kuruluşlarına kadar herkes, tacizi durdurma konusunda elini taşın altına koymalıdır. Yetkililer, bu konuda gereken adımları atmadığı sürece, taciz vakalarının yayılmaya devam etmesi kaçınılmazdır. Ancak güçlü yasal düzenlemeler, etkili eğitim ile tacizi durdurmak mümkündür. Taciz, toplumun kanayan bir yarasıdır ve bu yarayı iyileştirmek için yetkililerin acilen harekete geçmesi gerekmektedir.


KARAKUŞ