Karakuş'un köşe yazısı...

Son yıllarda nüfus artışıyla birlikte ülkenin hızla büyümesi, pek çok alanda yetersizlikleri de beraberinde getirmiştir. Özellikle sağlık hizmetleri, bu hızlı nüfus artışı karşısında en çok etkilenen alanlardan biri olmaya başlamıştır. Çok kalabalığız artık. Artık acil servisler  ve hastaneler, artan taleplere yanıt verememekte, bu durum hem hastalar hem de sağlık personeli üzerinde ciddi baskılar yaratıyor. 

Acil servisler, sağlık sisteminin en ön saflarında yer alır. İnsanların acil sağlık ihtiyaçları için başvurduğu ilk yerler olan acil servisler, özellikle de Lefkoşa’da kapasitelerinin çok üzerinde bir hasta yüküyle karşı karşıya kalıyor. Kalabalıklaşan nüfusla birlikte, acil servislerdeki hasta sayısı hızla artmakta, bu da daha uzun bekleme süreleri, yetersiz tedavi imkanları ve hasta güvenliğini riske atan koşullara neden olmaktadır. Acil’e bir gece gidin ve şöyle kapıdan bir bakınız. İçeride bekleyen hastanın 4/3’ü yabancı uyruklu inanlardır. 

Şimdi diyeceksiniz ki, onlarda insan hastayı geri çevirmek olmaz. Eyvallah orası öyle ama bu kadar kalabalık bir ülkeye, bu hastane yetmiyor, bu acil yetmiyor. Acil servislerdeki bu yoğunluk, personelin de iş yükünü artırmaktadır. Bir sağlık çalışanının bir günde bakması gereken hasta sayısının katbekat üzerinde çalışması, hem tedavi kalitesini düşürmekte hem de çalışanların tükenmişlik sendromu gibi sorunlarla karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır. Yıllardır bu hastane personeli sıkıntıları hep vardı zaten. Şimdi daha da sıkıntılı olmaya başlamıştır. 

Artan hasta yoğunluğu, sağlık çalışanlarının iş yükünü önemli ölçüde artırmaktadır. Özellikle pandemi süreciyle birlikte iyice zorlanan sağlık personeli, nüfus artışının getirdiği yeni talepler karşısında daha fazla stres altına giriyordur.  Tükenmişlik sendromu, uzun çalışma saatleri ve yetersiz istirahat gibi faktörler, sağlık personelinin verimliliğini azaltmakta ve sağlık hizmetlerinin kalitesini de aynı zamanda  düşürmektedir.

Çok sayın farklı şeyler için kavga eden yetkililer. Her geçen gün ışığı görüp gelen onca insana, her geçen gün yabancılaşan yerlinin, yerli olma yolunda olan yabancılar ve tüm bu ülkede yaşanan insanlar için,  sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için bir dizi önlem almanız gerekmektedir. İlk olarak, yeni hastane inşaatları ve mevcut hastanelerin kapasitelerinin artırılması gibi fiziki yatırımlar yapabilirsiniz. Ancak bu tür çözümler uzun vadeli olduğundan, kısa vadede daha etkin önlemler de gereklidir. Akıl vermiş gibi oluyoruz ama kusura bakmayın, sağlık hizmeti alamayan bir toplum artık kaybedecek bir şeyi kalamamış gibi hissediyor . 

Ülkeye bu kadar insanı sokarken , ekonomi düzelsin hayallerinizin gerçek yüzleri topluma yansıyor. Bu kadar insanla küçük bir acil servisten olağanüstü hizmet bekliyorsunuz. Şu koltuk kavgalarınıza bir mola verip de mesela, acil servislerdeki yoğunluğu azaltmak için daha iyi bir yönlendirme sistemi geliştirebilirsiniz. Hafif yaralanma veya rahatsızlıklar için acil servislere başvurmayı gereksiz kılacak poliklinik hizmetleri genişletebilirsiniz. Aynı zamanda sağlık çalışanlarına yönelik eğitim ve psikolojik destek programlarını artırabilirsiniz tabi varsa. Tükenmişlik sendromu gibi sorunlarla başa çıkabilmeleri için onlara gerekli desteği sağlayabilirsiniz. 

Biraz hayal benimki belki ama , teknolojik altyapının güçlendirilmesi de bir diğer önemli çözüm yoludur bence. Örneğin Tele-tıp uygulamaları, hastaların hastanelere gitmeden doktorlarla iletişim kurabilmelerini sağlayarak acil servislerin yükünü hafifletebilirsiniz. Ayrıca dijital sağlık sistemleri sayesinde hasta kayıtlarının daha hızlı ve etkin bir şekilde yönetebilir, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırabilirsiniz. Tamamen hayal ürünü benim ki ama ülkede daha ciddi şeyler var koltuklarınız dışında. 

BİR ÜLKENİN EN DEĞERLİ SERMAYESİ,SAĞLIKLI BİREYLERDİR…

KARAKUŞ