Konuk yazar Karakuş'un köşe yazısı...

22 gün içerisinde temel olan ürünlere EKMEK, SÜT, ve TÜP. Tüm bunlara peşi sıra keyfe göre zamı yapıştırdılar. Öncesin de su faturalarına vergi düzenlemesi adı altında devasa ücretleri kitlediler vatandaşa. Yetti mi? Yetmiyor hala Meclis’te  MAAŞ kesinti olayı ısrar ve istikrar ile bekliyor. 

Daha ne kadar ALACAK, ALACAK ALACAKSINIZ???


YAPRAK DÖKER BİR YANIMIZ…

Suların içerisinde eğitim gören çocuklarımız ve bunun bu ÜLKENİN GERÇEĞİ olduğunu söyleyen savunan, ve mecburuz diyen bir EĞİTİM yönetimi varken.  Her gün onca insan yollarda can veriyorken ve bundan en ufak rahatsızlık duymayan bir ULAŞTIRMA Bakanlığımız varken. Aniden oturduğu yerde ölen ve neden öldüğünü açıklayamayan bir sağlık sistemimizin elinde yaşıyorken. Uyuşturucunun sokak ortasında içildiği satıldığı ve GÜVENLİĞİN sıfır olduğu bir ülkede kendini , ailesini , evladını korumaya çalışan halk varken. 

Sabah akşam çalışıp bu kadar olumsuzluklar içerisinde ölmemeyi , aç kalmamayı, eğitim ve sağlık görmeyi çabalayan vatandaş varken. Ülkenin haline bakıp geleceğimiz ne olacak. Çocuklarımız nasıl bu ülke de yaşayacak diye kara kara düşünen onca insan varken. Aldıkları üç kuruş parayı yetirmeye çalıyorken. Yönetiyoruz diyenler tarafından yemediği darbe, almadığı yara , gerçek ve insan gibi yaşanılır hiç bir icraata şahit olmazken. Tüm bunlar ve dahası varken. 


ÖBÜR YANIMIZ BAHAR BAHÇE…

Büyük büyük işler başarılmış gibi konuşanlarımız varken. Uçaklar, hava yolları, internet baz istasyonları ile ülke yönetiyoruz diyenler varken. Ankara senin, İstanbul benim diyerek hakkı ile KKTC yaşatılıyor diyenler varken. Kimseye boyun eğmeyen EĞEMEN bir ülke olduk diyenler varken. Bu masallar ile günler geçiyor birileri zengin daha zengin birileri fakir daha fakir birleri de ölüme göçe mahkum ediliyorken. 

ÜLKENİN GELDİĞİ VE GİDECEĞİ YER ÇOKTAN BELLİ OLDU. 

Çadır utancı’nın halkın yüzleşmesi gerektiği bir gerçek olduğunun ve kabullenmesini istediği bir yönetimi ömrümüz boyunca unutmayacağız. Defa kez okudum belki yanlış okumuşum diye ama yerin dibine girdim okudukça. 

Okul yapmaktan aciz, eğitime sahip çıkmaktan korkan, sağlığı en üst seviyeye çıkartamayacak kadar zayıf ve tembel. Başkasının verdiği emri yerine getirecek kadar basiretsiz. Bu sistem ile asla AYDINLIK gün görmeyecek sadece AYDINLATMA parası ödetirecek bir yönetime mahkum bırakıldı ülkenin emekçisi , emeklisi kamusu ve özeli. 

6 bin depremzede vatandaşımıza kucak açtık. Olması gerektiği gibi. Kayıtsız kalamayacağızı, 6 Şubat’tan bu yana onların acılarını ve de bizim yavrularımızın acılarını hep birlikte yaşadığımızı uzun bir süre de yaşayacağızımız biliyoruz . Her ne  geliyorsa elimizden yapacağımızı da söylemiştik.  Buraya kadar sorun yok. 

Her ne kadar bu depremzede vatandaşlarımıza gereken yardımın gönderileceği söylenmişse de, asılda olacak olanları halk olarak şimdiden görür gibiyiz. 2+1 kişlik evde 4 kişi yaşayamaz. 3 kişilik araca 5 kişi giremez. Ama sizler bol keseden atmayı, olmayanı varmış gibi göstermeyi seven yöneticilersiniz. 

Burada kalacak yer , yiyecek aş sağladı. Yarın işini de vereceğiz. Sonraki gün vatandaşlığını da cebine koyacağız. Bir sonra ki gün neler yaparız bilmiyoruz. Tekrardan şunu vurgulamak istiyorum ki , yapılan yardımın bize dokunduğunu değil yapamayacaklarımız yapacağız gibi göstermek bizleri rahatsız ediyor. Çünkü her şeyin bedeli HALKIN CEBİNDEN geçiyor. 

Her hafta bir il gezisi. Her ay üç beş kez yurt dışı seyahatleri. Makam araçların giderleri. Örtülü ödeneklerin bankalarda her gün kabarması. Bir ay içerisinde bitirmeye vaktiniz olmayan o MEGA  maaşlarınız. Gönderilen veya sizlerin tabiri ile borçlanılan milyonların nereye gittiğinin bilinmezliği. İki ayrı egemen devlet senfonisi. Bağımlı kalma ısrarı. Biat etme ve bundan haz duyma geleneği. Tüm bunlar var oldukça. 


ÇOK SAYIN ÜLKE YÖNETİCİLERİ 

BU HALKI DEPREM KORKUTMAZ 

HER GÜN SİZİN ENKAZINIZ ALTINDAN KALKIP 

YAŞAMAYA ÇALIŞIYOR ZATEN…


KARAKUŞ