Avrupa Parlamentosu seçimlerinden muhafazakar aşırı sağ partiler zaferle çıktı. Güney Kıbrıs’ta da durum farksızdı. Tek sürpriz bir sosyal medya fenomeninin 3’üncü sıraya yerleşerek vekil olma başarısını göstermesiydi. O konu ile ilgili aşağıda ayrıca bir ara başlıkla düşüncelerimi paylaştım.

Burada ele alacağım konu, Kıbrıs Türkleri’nin AP parlamento seçimlerine ilgi göstermemiş olmasını yurttaşı aşağılayıp ‘aptallar’ suçlaması yapan garip güruh ile alakalı.

Kıbrıs Türkleri 2003 Annan planı dönemi ve sonrasında yaşanılanları ders niteliğinde aldı. Israrla anlaşılamayan konu sanırım budur!

Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türklerini yok saymaya devam ettiğini görüyor, Rumların hiçbir alanda Kıbrıs Türkü’nün nefes almak istemediğini algılıyor! Hal böyleyken Kıbrıs Türkleri Rum sandıklarına  koşup Avrupa’ya kollarını açıp sarılacak mıydı?

Ya da Kıbrıs Türkü’ne her türlü ambargoyu reva gören Rum yönetimi, “Gelin AP’de milletvekilinizi seçin’ oyunu oynayarak KKTC’yi yok sayıp, Kıbrıs Türkleri’ni kandırabileceğini mi sanıyordu?

Gerek Annan Planı sonrasında yaşatılan durum, gerek pandemi döneminde Kıbrıs Türklerine yapılan azınlık muamelesi Kıbrıs Türkü’nün gerçekleri görmesini sağlamıştır.

Niyazi Kızılyürek bir Kıbrıs Türkü olsa da sonuçta 5 yıl boyunca AKEL milletvekili olarak parlamentoda görev yaptı. Kimi konular için uğraş da verdi ama günün sonunda Kıbrıs Türkleri’ne yönelik tek bir açılım dahi sağlanamadı. Zaten sağlanması da mümkün değildi.

Belli grupların Strazburg, Brüksel ‘gezi’leri dışında ne yapıldı ki? Kıbrıs Türkleri 5 yıl boyunca bunu yaşayarak gördü.

Ne diyelim; umarız gözüne perde inmiş yurttaşlar da Kıbrıs Türkleri’nin ne Rum Yönetimi’nin ya da muhalefetinin, ne de Avrupa Birliği ülkelerinin zerre umuru olmadığını bir gün anlarlar..

///

SOSYAL MEDYA GERÇEĞİ Mİ, SANCISI MI?

///

Teknolojinin hızlı gelişimi sosyal medya denen bir de alan yarattı.. Çıkış amacı sosyalleşme gibi görünse de önce kişilerin ardından toplumların ve böyle giderse de dünyanın en büyük problemi olma yolunda!

Sosyal medya geliştikçe, okuma oranı azalıyor, memleket meselelerine ilgi düşüyor.. Tek bir nokta var o da insanların birbirinin hayatlarını izleme gayreti..

Biri paylaşıyor bir diğeri onun paylaşımı üzerinden hayat kuruyor filan.. Hele gençler tamamen saçma içeriklerin üretildiği, küfür ve cinsel komiklik üzerine şekillenmiş sayfalara / adreslere yöneliyor..

Z kuşağı dediğimiz yeni nesil tamamen boş içeriklerle gelişiyor.. Kimi aileler dert edip zor da olsa içerik yüklemesi yapabiliyor olsa da büyük çoğunluk şu anda ‘tik tok’ denen saçmalığa yenilmiş duruma..

Olay artık aileleri de geçti.. Düşünsenize Avrupa Parlamentosu’na milletvekili seçen Rumlar 24 yaşında bir genci komik ve saçma içerikler ürettiği için önce fenomen yaptı ardından da AP milletvekili olarak seçti..

O kadar ki; geleneksel siyasi partileri tek başına geçen, iki büyük partiyi zorlayan bir kişiden bahsediyoruz.   Ama bunu salt bir kişiye endekslememek lazım! Düşünsenize, bu değişim hızla sürdüğü sürece bilginin yerini içerik yoksunu komiklik almaya devam edecek ve eğitimsizler ordusu yeni bir dünya yaratacak!

Ukrayna bir komedyenin peşinden kan ve göz yaşına boğuldu. Bundan sonra ne olur kestirmesi oldukça zor!

Düşünün şu anda çocuklarınız ellerindeki telefon ve tabletlerde saçma içerikler üreten onlarca kişi belki de geleceğin yöneticisi olacak..

Düşünmesi bile korku veriyor..

Ama bu bir realite.. Önüne geçilemeyen yeni bir dünya..