İsias davasının 6. duruşması için yola çıkarken “umarım bu kez son olur” diye geçirmiştim içimden. Havaalanına vardığım zaman benzer düşünceye ailelerin de sahip olduğunu gördüm. Her bir Adıyaman seferi aslında aileler için 6 Şubat depreminin o soğuk gecesinden farksızdı. Evlatlarının koca bir moloz yığınının altından çıkmasını ümitsizce bekledikleri o günleri tekrar tekrar yaşıyorlardı çünkü.

O acıyla, ama o acıya sebep olanlara hayatı dar etme gücüyle ulaştılar Adıyaman’a.

Sabah adliye sarayına yol alırken oldukça gergindi kafile. Aileler de, biz basın mensupları da, siyasiler de yay gibiydik deyim yerindeyse.

Siyah kıyafetleri, yaşlı gözleri ama acıdan güç alan demir gibi sabırlarıyla durdular haşmetli Adıyaman mahkemesi önünde.

Haykırdılar yine adalet diye. Olası kast taleplerinde ne kadar haklı olduklarını anlattılar.

Mahkeme salonunda 6’ncı kez alırlarken yerlerini karşılarındaki o soğuk ekranda evlatlarının katilleri belirdi.

Korudular metanetlerini.

Mahkeme başkanı ailelere söz verdiği zaman yine ve yeniden yaşandı o lanet gece. Evlatlarımızın çalınan geleceğinin hesabı soruldu, gözyaşları sel oldu.

“Araya gidelim” derken başkan, kendimizi sokağa atıp derin bir nefes almaktı gayemiz.

Ve sonrasında avukatlarımız söz aldı. Anlattılar Türkiye adliyelerde bilinçli taksir kararlarının olası kasta nasıl çevrildiğini, örnekler verdiler ve açıkça, sarih bir şekilde talep ettiler olası kastı. Tüm bilirkişi raporları yazıyordu katil olduklarını.

Yeniden salondan araya çıkarken bizler, sıra insanlığını unutanlara kalmıştı yeniden.

Aldı sazı eline o kumdan kaleye hayat veren adını ağzıma almak istemediğim zat!

Bildik yalanları sıraladı, ailelerin gözünün içine baka baka “suçsuz olduğu” yalanını tekrar etmeye. Öylesine umarsızca…

Peşi sıra benzer ifadeleri duymak zorunda kalan bizler demir çiğnerken, yüzleri kızarmıyor katillerin ve onları savunmak için sırası gelen avukatlarının.

Nasıl da ruhsuz… Oysa onlar da anne, baba…

Biraz empati yapsalar ya…

Savcı olası kastı yani hayatlarının sonuna kadar hapiste kalmalarını talep etmeye korkarken, hesap edemedi biz Kıbrıslı Türklerin inadını ve dirayetini.

Karar ne olur bilemiyorum şu an adliye önünde bu makaleyi yazarken ama mücadelenin bitmeyeceğini, olası kastı görene kadar savaşmaya devam edeceğimizi biliyorum.

Evet, daha yeni başlıyoruz