Kıbrıs sorununa çözüm ‘bulma’mak amacıyla devam eden görüşmelerde artık ‘son’a yaklaşıldı.

1 Temmuz öncesinde ‘ciddi’ olarak bir çözüm olamayacağı aşikâr.

Bu konuda yazılarımızı ve haberlerimizi yakından takip eden önemli bir diplomatik kaynakla birlikteydim.

Güney Kıbrıs’ta buluştuk.

Bir saatte biter dediğimiz sohbetimiz 3 saate yaklaşık sürdü.

Uzun uzun süreci analiz ettik.

Daha önceki “BM Kıbrıs’ta kepenk kapatmayacak” başlıklı yazım ve haberime atıf yapıldı.

BM’nin Kıbrıs’ta süreci sonlandırmayacağı üzerinde duruldu.

Burada dikkat çekilen nokta; Kıbrıs’ta taraflardan biri bir konuda adım atmayacaksa, süreç işlemez.

Mesela uluslar arası konferans toplanması konusu.

Bunu ‘zayıf’ ihtimal olarak görmek mümkün.

Rumlar şiddetle karşı çıkıyor.

Rusya, her şeyi ile Rumların yanında!

Türk tarafı ise haklı olarak sürecin bir şekilde sonlandırılmasından yana!

Yani BM Kıbrıs’taki görüntüyü ‘net’ olarak ilan etmeli.

Eğer liderler arasında bir ilerleme sağlanamıyorsa, mutlaka Kıbrıs Türk tarafı ‘cezalandırılmamalı…’

Yani daha bekletilmemeli.

Bu konuyu yorumlamasını istediğim kaynağımın yaklaşımı ‘süreç devam etmeli’ yönünde.

Devamında; 19 Nisan’da BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun ile Özel Temsilcisi Downer arasında yapılacak görüşmeye değiniyoruz.

Burada çıkacak durumdan ‘fazla’ bir şey beklenmemesini istiyor.

Sürecin 3-4 olasılık altında ‘devam’ edeceğini kaydediyor.

BM, buradaki misyonunu ancak Güvenlik Konseyi bir karar alırsa, gözden geçirir.

Mun da, Güvenlik Konseyi bir adım atmadan, bir şey yapacak pozisyonda değil.

BM’ye yakın diplomatik kaynak, bu süreçte BM’nin asla ‘suçlu’ duruma düşmeyeceğine işaret ediyor.

“Bir tarafta ‘görüşmem’ diğer tarafta ‘görüşürüm’ diyen varsa, bize bir söz düşmez. Suçlu burada ortaya çıkar” görüşü ağırlıklı.

Ki Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Türkiye medyasına yaptığı açıklamalar da önemli.

Görüşmelerin devam edebileceğine işaret ediyor.

“Ama şartlarımız olur” diyor.

Ki BM’ye yakın kaynağımız, “Liderler istemeye istemeye bile olsa, görüşmelerin devam etmesine evet diyecektir…” sözünü kullanıyor.

Haksız da değil.

İki seçenek var önümüzde!

Süreç devam edecek ama bu belli bir şarta bağlanacak.

Ya da, 1 Temmuz’dan sonra ‘tanınma’ ‘Maraş açılımı’ gibi adımlar atılacak.