Gazetelerde bence haberi okutan fotoğraftır.

İyi fotoğrafı olmayan haberin göze çarpma olasılığı çok daha azdır.

Yani haberi haber yapan aslında fotoğraftır bence...

Fotoğraf deyip de geçmeyiniz...

Yıllar öncesini hatırlıyorum ne şartlarda fotoğraf çektiğimizi, fotoğrafı oluşturana kadar neler yaptığımızı.

Karanlık odalardan çıkamıyorduk.

Tavuk karanlığına uğruyorduk.

Bir de ilaçlardan zehirlenmemek için her gün bir kilo yoğurt tüketiyorduk.

Her gazetede üç, dört tane fotoğraf ustası çalıştırılıyordu en az.

Ve bu insanlar fotoğraf ustası oldukları için ekmek parası kazanıyorlardı.

Bir habere gidileceği zaman bir foto muhabiri bir de muhabir gidiyordu en azından.

Foto muhabiri olay yerine gittiğinde muhabirle işbirliği içerisinde nasıl fotoğraf çekeceklerini birlikte kararlaştırıyorlardı.

Bir nevi ortaklık vardı aralarında.

Çünkü fotoğrafı çekecek olan birisi, haberi de yapacak olan diğeri idi. Birlikte hareket etmek zorundaydılar...

Teknoloji ilerledikçe fotoğraf ustalarının da işi yavaş yavaş bitti.

Birkaç kişinin dışında kimse kalmadı gazetelerde bu iş ile uğraşan bildiğim kadarıyla.

Bir Erol Uysal, bir de Özmen Yılancılar kaldı yalnızca.

Kimisi emekli oldu, kimisi de gazeteciliğin başka bölümlerine geçti.

Tıpkı benim gibi.

 ***

 Yeni yeni fotoğraf makineleri çıktı dijitale döndü millet...

Hatta cep telefonu ile fotoğraf çekip koyuyorlar gazetelere fotoğraf diye... Kimsenin umurunda bile değil kötümü iyimi.

Oysa eskiden yerdik canımızı en iyi fotoğrafı çekelim ve koyalım gazeteye diye.

Bir de photoshop çıktı piyasaya...

Bilgisayarda istediğin kılığa sokuyorsun fotoğrafı.

Fotoğraf sanatının hiçbir değeri kalmadı artık.

Adam elindeki telefonla fotoğraf çekiyor sonrada o fotoğrafı photoshopla düzeltip reklam fotoğrafı bile yapıyor.

Yani anlayacağınız dijital fotoğraf başlayınca fotoğraf sanatçısı kalmadı. Şimdi ise photoshop ustaları türedi.

Bir fotoğraf ustası bir haber fotoğrafı çekmek için bütün kompozisyonu bir araya getirip hepsini bir karenin içerisine sığdırmak zorunda idi.

Ancak şimdi bir photoshop ustası istediği parçayı istediği yerden alıp kompozisyonun içerisine istediği ğibi yerleştiriyor.

Üzülüyorum.

Bir gün fotoğraf makinesinin denklanşörüne basmasam yerdim kendi kendimi.

Şimdi ise zevk almıyorum fotoğraf çekmekten.

Çünkü çekeceğiniz fotoğraf ne isterse olsun sonuçta sizin istediğiniz gibi değil photoshop ustalarının elinden geçerek gazeteye girecektir.

Ve sizin fazla bir çaba harcamanıza gerek kalmıyor.

Hal böyle iken yinede bu işe merak salan arkadaşlarımı gördükçe de seviniyorum.

En iyi fotoğrafı çekebilmek için çaba harcayan ve uğraş veren Özmen Yılancılar ve Erol Uysal arkadaşlarımı tebrik ediyorum ve onlara doğru yolda olduklarını söylemek istiyorum.

Ömür boyu fotoğraf sanatçısı kalmalarını temenni ediyorum.

Çünkü her ne isterse olsun ben yine de inanıyorum ki haberi okutan fotoğraftır ve hep böyle de kalacaktır.

Gazetelerin her zaman fotoğraf sanatçılarına da ihtiyacı olacaktır.