Fenerbahçe’nin, UEFA Kupası’nda, AEL Limassol’la eşleşmesi son dönemde ‘buzdolabına’ kaldırılan Rumlarla ilişkileri yine gündeme taşıdı.
Şuan ki popüler yorumlar; “Rumlar Fenerbahçe maçında olay çıkarır.”
Kıbrıs’ta uzun yıllardır yaşayan biri olarak bu gibi yorumların, halkların ‘kaynaşmasına’ büyük zararlar vereceğini düşünüyorum. Kıbrıs Rum Kesimi’nde de fanatizm var, Türkiye ve diğer ülkelerde olduğu gibi... Ancak bu fanatizmi daha maçlardan biri bile oynanmadan ‘artırmak’ doğru olmasa gerek. Haklı bir gerekçe, daha önce yapılan bir-iki maçta çıkan olaylar gösterilebilir.
Bizlerin en doğru yapacağı iş, sporun evrenselliğine dikkat çekerek, Fenerbahçe ile AEL maçını fırsata çevirmek olmalı. Açarsak! Fenerbahçe’nin büyüklüğü göz önüne alındığında, Türkiye halkı ile Kıbrıs Rum halkı arasında ‘sıcak ilişkilerin’ başlangıcına öncülük edebiliriz.
Mesela İstanbul’da oynanacak ilk maçı Kıbrıslı liderler birlikte de izleyebilir. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas’ı İstanbul’daki maça davet edebilir. Bu kareye AB’den Sorumlu Bakanımız Sayın Egemen Bağış da girer. Bu görüntü Türkiye ile Ada’daki halklar arasında var olan ‘güven bunalımını’ da hafifletebilir. Bunun karşılığında Güney Kıbrıs’taki ikinci maça da Eroğlu gider, karşılıklı ‘barış mesajları’ verilir.
Bakın eski milletvekili ve iki toplumda futbol oynayan oyuncuları kaleme alan Dr. Okan Dağlı ne diyor, “AEL ve Fenerbahçe eşleşmesi, bölgemizde büyük heyecana yol açmıştır. Bunun gerginliğe değil, barış ve işbirliğine neden olacağını düşünüyorum.” Sonuç olarak bir Kıbrıslı Türk’ün önerisi ile forma rengini değiştiren AEL taraftarı da bu süreçte sağduyu ile hareket edecektir. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan Kıbrıslı Rumların, güçlü bir Türkiye’yi karşılarına alacağına inanmıyorum. Umuyorum, AEL’in resmi twitter hesabında yazılan, “Bizim işimiz politika değil” sözleri iyi şeylerin bir başlangıcı olur.
Milliyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır