Yemyeşil doğası, yasemin kokulu sokakları, doğal plajları ile cennet ada diye tanımlanan bir adada sonbaharı karşılıyoruz. Özellikle bunaltıcı yaz aylarının ardından nefes alarak yazın tadını çıkarabildiğimiz en güzel aylardan biridir eylül ayı.
Eylül ayını karşıladığımız ilk gün doğduğum gün olsa da, kendimi bildim bileli ülkemizde Dünya Barış Günü adı altında kutlamalar düzenlenmektedir. Ama ne ilginçtir ki bu günü Dünya Barış Günü olarak kutlayan halklar, Kıbrıslıtürkler, Türkler ve Kürtler. Oysa Birleşmiş Milletler, Dünya Barış Günü’nü resmi olarak 21 Eylül tarihinde kutlamaktadır.
Ülkemizin Dünya Barış Günü kutlayacağı gün, siyasi partilerimizden biri geliyoruz sloganları ile yeniden yapılanma, yeni bir vizyon ile halk karşısına çıkıyormuş. Kendileri geçmişten bu günlere gelene kadar o kadar bir temizmişler ki, sosyal medyadaki vaatlerini gördüğümde gözlerim yaşardı ve çok duygulandım. Keşke bütün siyasi partilerimiz geçmişte tersini yaptıkları şeyleri iyi bir şekilde analiz ederek bu gibi günler düzenleyerek günah çıkarmasını becerebilseler.
Bu güzel günde bazı siyasi parti, sendika veya örgütler ise Kıbrıs’ta Barış söylemlerini tekrardan vurgulamak için etkinlikler düzenliyorlar. Oysa ne gerek var ki?. Eski liderimizin dediği gibi barış içinde yaşamıyormuyuz?. Ekonomik refah içindeyiz. Ülke genelinde suç işlenmiyor, evlerimiz soyulmuyor, cinayetler yok, tecavüz nedir bilmeyiz. Ayrıca farklı kültürlerden birçok insanla kardeş gibi yaşadığımız, devletimizin onlara bizim kadar hatta bizden daha fazla değer verdiği barış dolu topraklar.
Her ne kadar barıştan yoksun topraklarda yaşıyor olsak da, tüm halkımızın Dünya Barış Günü kutlu olsun.