Yazmaya ara verdiğim uzun bir zaman diliminin ardından, her ne kadar kelimelerin onu anlatmaya yetmeyeceği bir adamın, neredeyse 20 senelik hayatımda, benim üzerimde bıraktığı izleri yazıya dökme ihtiyacı hissettim.

15 sene önce babamı kaybettiğim yıldan beri, belki de ilk kez benim için bu denli değer taşıyan birini kaybetmenin üzüntüsünü yaşamaktayım. Hane derler ya “Birini kaybettikten sonra o kişinin değerini çok daha fazla anlarsınız” diye. İşte bu da öyle birşey. Gidişiyle bizleri üzdüğü bu günde, bizler için ne kadar değerli biri olduğunu tekrardan hatırlattı herkese.

Ben ve benim gibi birçok insanın manevi babası, abisi, dostu, arkadaşıydı. İş hayatında çizdiği prensipli, otoriter, kendi kalite standartlarından ve hayat felsefesinden ödün vermeyen dik ve gururlu duruşu, mütevazi, sözünün eri olması, dürüstlüğü, sempatik, sevecen ve yardımsever karakteri ile hepimizin gönlüne taht kurmuş olan, bazen huysuz ve inatçı olsa bile her kesimden herkesin sevdiği bir rol modeliydi bizler için.

Onu bizzat yakın bir şekilde tanıma fırsatı bulduğum, bir gün bile olsa işletmesinde garsonluk yaptığım, birlikte eğlence mekanlarına gittiğim, politikadan futbola hayatın her alanından derin sohbetler ettiğim, soğuk gecelerde kendi işlettiği sıcak mekanında birlikte futbol maçları izlediğim abimizin adı kalbimize altın harflerle yazılmış olarak ilelebet yaşayacaktır. Hiç kuşkusuz bizlere katmış olduğu birçok tecrübenin yanı sıra, zamansız ayrılışı ile de bizlere “hayatın bir andan ibaret olduğu ve yaşadığımız her anın kıymetini bilerek doyasıya yaşamamız gerektiği” mesajını bırakmıştır.

"Her insan kendine yakışanı yapar. Kalite asla tesadüf değildir" sözleriyle bizlere bir miras bırakmış olan güzel adam; Bizlere örnek olduğun karakterinle, seni tanıdığımız süre içerisinde öğrendiğimiz hayat tecrübeleri ile senin adını gelecek nesillere taşıyacağımızdan hiç kuşkun olmasın.

Mekanın cennet olsun Necmi Avkıran.