Toplumun temel taşlarından biri olan aile, güvenin, sevginin ve bağlılığın öğrenildiği ilk yerdir. Kan bağı olsun ya da olmasın, bir çocuğun hakkı sevgiyle büyümek, güven duymaktır. Ancak ne yazık ki bazen üvey anne kavramı, yanlış davranışlarla, kötü muamele ve şiddetle anılır hâle gelir. Oysa insan olmanın, anne olmanın sorumluluğu sadece doğurmakla değil, sevgiyle sahip çıkmakla ölçülür. Üvey anne bile olsa, evlada şiddet yapılmaz!
Nedir be geçen gün gördüğümüz o manzara.? Nedir el kadar çocuğa yapılan şiddet? O çocuk senin olmasa bile onu , o şekilde darp etme hakkını sana kim verdi aaa vijdansız. Günah be günah. İçimiz acıdı, ben günlerce o çocuğun çığlıklarını unutamadım. Anne olmak kan bağıyla değil, sevgiyle olur. Bir çocuğa annelik etmek sadece biyolojik bir bağla değil, ona gösterilen şefkat, sabır ve korumayla olur. Üvey bir annenin görevi de, kendi evladı gibi olmasa bile, bir çocuğa zarar vermemek, onu korumaktır. Sevgi, şefkat ve sabır, insanı insan yapan en temel değerlerdendir. Kimsenin, özellikle de kendinden daha savunmasız bir çocuğun canını yakmaya hakkı yoktur.
Senin tahammülsüzlüğün yüzünden , o uyguladığı, şiddetin yarattığı derin izleri aklım alabiliyor mu? Düşünebiliyor musun?
Çocuklukta maruz kalınan şiddet, hayat boyu sürecek yaralar bırakır. İster fiziksel, ister sözlü, isterse duygusal olsun, şiddet çocuğun ruhunda kırıklar oluşturur. Özellikle bir çocuğun güvenmesi gereken yetişkinlerden gelen şiddet, onun dünyaya ve insanlara olan inancını sarsar. Üvey anne, çocuğun hayatındaki bir diğer önemli figürdür; burada şiddet görmek, çocuğun sevgiye olan inancını tamamen yitirmesine yol açabilir. Tabi anlayana, tabi içinde insan sevgisi olana.
Bahaneler şiddeti haklı çıkaramaz. “Maddi sıkıntılar, kişisel öfke problemleri ya da başka hiçbir sebep, bir çocuğun ruhuna ya da bedenine zarar vermek için mazeret olamaz. Üvey anne de olsa, o çocuğun hayatındaki yetişkinler sevginin, sabrın ve merhametin temsilcisi olmak zorundadır.
Çocukların sağlıklı bireyler olarak yetişmesi, sadece biyolojik annelere ya da babalara düşen bir görev değildir. Üvey ebeveynler de aynı sorumlulukla hareket etmek zorundadır. Toplum olarak da, çocuklara yapılan her türlü kötü muameleyi görmek, ses çıkarmak ve müdahale etmek görevimizdir. Çocuklar susabilir, korkabilir; ama biz onların sesi olmalıyız.
Kısacası üvey ya da öz olması fark etmeksizin, her çocuk sevilmeyi, korunmayı ve değer görmeyi hak eder. Bir çocuğa şiddet uygulamak insanlığa ihanet etmektir. Unutmayalım, bir çocuğun gözyaşı, hepimizin utancıdır. Sevgiyle büyüyen her çocuk, dünyayı daha güzel bir yer yapacak bir ışık taşır. Bu ışığı söndürmemek bizim elimizde.
UMARIM O “ANNE” DİYE KENDİNİ ADLANDIRAN VİCDANSIZ CEZASIZ KALMAYACAKTIR…