KKTC  gibi gündemi bir saat içinde baştan aşağı değişebilen bir ülkede yaşıyorsanız, haberleri takip etmek değil, tahmin etmek meziyet haline gelmiştir.  Son gündemimiz YÜKSEK MAHKEME binasının temel atma töreninde el açmama konusu. Bitti çünkü memlekette sorun  kalmadı,  dert tasa yok elini açtı açmadı davası kaldı.  Sorunların gerçekten çözülmediği, yalnızca gündemin yönünün değiştiği ya da üstünün örtüldüğü bir ortamda, yaşıyoruz artık kabul ediniz.

***

“Sorun Kalmadı” diyenler var mı acaba aranızda. Özellikle de yetki makamında?

Peki ülkedeki ekonomik kriz, genç işsizlik, eğitimde fırsat eşitsizliği, adalete olan güvenin zedelenmesi, cinayetler, sansür ve daha nice başlık, gündelik hayatın bir parçası haline gelmişken “sorun kalmadı” demek, olsa olsa ironik bir açıklama olur. Tıpkı memlekette TEMEL ATILDI  diye  DEMOKRASİ geldi sanmak gibi.

Fatiha’da el açmamak  meselesi ise bu ironinin doruk noktasıdır. Zira artık öyle bir hale gelinmiştir ki, sadece duaların nasıl edilmesi gerektiği bile tartışma konusu yapılır. O kadar ki, ülkenin tüm yapısal sorunları çözülmüşçesine, gündemde kalan tek mesele sanki budur. Bu da bana ve bir çok insana şunu düşündürüyor , “her şey çözüldü, bir bu kaldı” şeklinde, ince ama tokat gibi geldi dimi?  YAPACAK BİR ŞEY YOK…

***

Abiler hep Ankara’dan gelir ve gelmeye de devam edecek. Ankara’dan gelen abiler genelde ya bir müjdeyle ya da bir denetlemeyle gelir. Bürokrasiyle yoğrulmuş bu sistemde “abinin gelmesi” çözüm değil, daha çok bir “göstermelik ilgi” olarak görülüyor bana göre .  Gerçek değişim yerine vitrin değişimi yapılıyor.

Ayrıca söylemeden de geçemeyeceğim . Temel atma törenlerinde yapılan dualar, kimi zaman birer “görev icabı” olarak algılıyorum ben. O anda orada olan herkesin içinden gerçekten dua ettiğine inanmak güçtür. Şahıs ve şahıslar  elini açmayarak, bu samimiyetsizliğe ortak olmadığını ifade de etmek isteyebilir. Ben bu düzenin parçası değilim de diyebilir. Biri veya birilerini karalamak o kadar kolay ki ülkemizde, beni de şunu diyorum ki artık detaylara ve ayak kaydırmalar değil de, verilen sözlerin tutulması ve ülkenin geleceği için atakta bulunun.

ANLAYACAĞINIZ YİNE ÜLKEMİZDE SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİ. SADECE GÜNDEM DEĞİŞTİ.

VE BİZ HÂLÂ DUA EDERKEN ELLERİMİZİ NASIL TUTACAĞIMIZI KONUŞUYORUZ…