Hangi gündemi konuşacağımızı şaşırdığımız geçtiğimiz bir haftanın ardından yeni haftaya güzel haberler verebilmek temennisiyle başlamak istiyorum…

Geçen hafta adeta hepimizde şok etkisi yaratan ama ülke için gündem maddelerinden dolayı bir türlü konuşmaya fırsat bulamadığımız ve geleceğimiz için çok kritik bir konudan bahsedeceğim…

Türk Devletleri Teşkilatı üyesi devletlerden olan Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan Güney Kıbrıs’ta büyükelçilik açtı…

İlk duyduğumda tabi ki “Şok” oldum…

Çünkü Türk kültüründe kardeşlik ve Türklüğün ilkeleri gereği “İhanet” çok da görülen bir kavram değildir…

Ancak işin ucunda “Para” ve “Avrupa’ya yakınlık” varsa, Sovyetlerin baskısından hala daha çıkamamış bu devletler için hiç de şaşırtıcı bir hamle değil…

Hala daha ana dillerini konuşabilmek için bir geçiş sürecinde olan bu ülkeler, 1990’lardan bu yana varlıklarını kabul ettirebilme ve özellikle de kalkınma derdinde…

Tabi bu büyükelçilik açma işi de öyle bir günde olabilecek bir iş değil…

Ortalama bir yıllık bir sürecin ardından bu büyükelçilikler ortaya çıktı…

Yakın geçmişte gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) zirvesinde bu ülkelerin “Mesafeli” tavrı aslında bir göstergeydi…

Dediğim gibi “Normal Şartlarda” Türk, Türk’e ihanet etmez…

Ama eğer ülke olarak “Stratejik” bir hedefiniz varsa, bu dünyada olmayacak iş yoktur…

Olan oldu peki bundan sonra ne olacak?

Eminim ki kapalı kapılar ardında bir yerlerde bunun muhakemesi yapılıyordur ve gereken yol haritası da çizilecektir…

Ancak bir kez daha görüldüğü üzere Güney komşumuz hiç de öyle Cenevre görüşmelerini beklemeden, sinsi sinsi arkamızdan işler çevirmeye devam ediyor…

Bundan sonra da yapmaya devam edecektir…

Zaten bu hiçbirimize sürpriz olmaz…

Peki, biz ne yapacağız?

Akdeniz’in en stratejik konumunun üzerinde oturduğumuz bu adada geleceğimiz için ne yapıyoruz?

Kalkınmak, refah seviyesini artırmak, güncelliğini kaybetmiş yasaları tadil ederek dünya standartlarına ulaştırmak için çalışmalarımız ne durumda?

Yoksa bunlarla uğraşmak yerine ‘O siyasi ötekine bunu demiş, komşum yeni araba almış, gideyim de Facebook’ta yargı dağıtayım’ derdinde miyiz?

‘Akşam olsa da yesek, içsek, gezsek’

Ne zaman ki Kıbrıs konusunda birlik olur ve bir devlet politikası oluşturur, küçük gündemleri bir kenara bırakarak 50 yıllık var olma sorunumuza odaklanırsak ve bunu gerçekten çözmek için önce kendi iç meselelerimizi sonuca ulaştırırsak, işte o zaman Kıbrıs konusunda gerçekten somut adımlar atılabilir…

Aksi takdirde geçen 50 yılın üzerine bir 50 yıl daha eklenir…

Sadece Türkiye’nin çabaları ile Kıbrıs sorunu çözülmez…

Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin de topyekûn bir ağızdan bunu istemesi gerekiyor…