Geçtiğimiz haftaya damga vuran ama nedense KKTC’de yankı bulmayan bir olay oldu…

Yunanistan Genel Kurmay Başkanı Dimitris Houpis, 10. Delphi Ekonomi Forumu’nda konuşarak, “Türkiye’yi tehdit olarak gördüklerini” ve Atina'nın her türlü senaryoya hazır olduğunu ve gerekirse ordunun beş dakika içinde her yere müdahale edebileceğini öne sürdü…

Türkiye’de izleyecek değil herhalde…

Türk ordusunun gücü ve silah teknolojisinde ne kadar ilerlediği bugün tartışmaya açık bir konu değildir…

Eğer kendisi “Kör” değilse bunu görüyordur…

Tribünlere oynanan açıklamalardan başka bir şey değil…

Neyse…

Diğer taraftan Güney komşumuza baktığımız zaman orada da aynı “Milliyetçik” günden güne yükseliyor…

Bu da yetmiyor okullarda çocuklara bu nefreti aşılıyorlar…

Bizim KKTC’de de “Barış” çığlıkları yükseliyor…

Cenevre’de gerçekleşen 5+1 toplantının ardından her ne kadar Guterress liderlere temasları artırmak için “Ev ödevleri” verse de Kıbrıs Türk tarafının “İyi niyetine” karşılık, Güney yönetiminde “Art niyet” mevcut…

Rum yönetimi masaya oturmamak, bir çözüme ulaşmamak için gelecekte karşısına çıkacak olan sorunlar için çözüm arayışı içinde…

“Su” ve “Elektrik”…

Geçtiğimiz günlerde Güney basınına “Su” konusu yansıdı…

Güney’in elektrik konusunda “Yunanistan’a enterkonnekte olma” çalışmaları da aralıksız devam ediyor…

Fizibilite açısından karlı olmayan bu işte ısrar ediyorlar…

Peki neden?

Cevap vereyim: “Milliyetçilik ve Türk düşmanlığı”

Bazıları şimdi beni linç edebilir…

Hiç sıkıntı değil…

Ama gerçek budur!

KKTC’nin kuruluş gününde sınırda şiddetli eylemler gerçekleştiren, Türk camilerine ve mezarlarına saldırılar düzenleyen, her fırsatta uluslararası arenada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni köşeye sıkıştırmak için ellerinden geleni yapan bu zihniyet hiç değişmedi…

Siz bakmayın Hristodulidis’in “Masaya oturmaya hazırız” dediği “Barış” kokan açıklamalarına…

Kendi yönetiminde halktan karşılık görmeyen icraatlarına karşılık, uluslararası arenaya karşı koltukta tutunma çabasından başka bir şey değil…

Eğer Güney Kıbrıs gerçekten samimi olsaydı yeni kapı açma konusunda daha yapıcı bir tutum izlerdi, “Geçiş koridoru açmak için” ayak diretmezdi…

Karşımızdaki bu tavır bundan 50 sene önce de aynıydı, bugün de aynı, 50 sene sonra da aynı olacak…

O nedenle “Barış” hayali kurmak yerine daha gerçekçi düşünmek ve KKTC’de yaşayan herkesin hem güvenliği hem de geleceği için birlik olmak gerekiyor…