Kıbrıs Ayrıntı Genel Yayın Yönetmeni Aytuğ Türkkan yazdı...
Hükümet olası bir depreme yönelik hazırlık için kaynak arayışında.. İşin en kolay yoluydu maaş kesintisi…
Ama bu konuda bir tepki oluştu…
Şimdilik geri adım atıldı…
Sendikalar ve muhalefet ile görüşüp bu konuda yine de bir yol alınabileceğini düşünüyorum…
Ama sadece bunla yetinilmemeli…
Sadece deprem değil, olası tüm felaketlerin göğüslenebilmesine yönelik bir fon oluşturulması ve bunun maaş kesintisiyle değil, devletin bir takım yeni uygulamalar ortaya koyarak bu fonu beslemesi gerekiyor..
Önceki gün KIBRIS TV’deki programımızda ekonomist Mehmet Saydam’la da bu konuyu konuştuk, bugün gazetemizin sayfalarında görüşlerinin bir kısmına yer verilen haberi okuyabilirsiniz. Bir çoğuna ben de aynen katıldığımı söylemek isterim..
Özellikle de zorunlu afet sigortası konusu..
Aslında bilinçli bireyler konutlarını ve iş yerlerini sigortalıyorlar…
Ama bir çoğumuz bu konuyu zorunlu olmadığı için es geçiyoruz…
Araçlarımıza sigorta yapma zorunluluğu olması nedeniyle onu el mecbur yapıyoruz ama işyeri ve konutlarımızı sigortalamıyoruz. İşte devlet burada devreye girmek zorundadır..
Aynen araçlarda olduğu gibi konut ve iş yerleri de zorunlu sigorta kapsamına alınmalıdır…
Yapılacak bir düzenlemeyle de vatandaşın ödeyeceği sigorta bedelinin belirli bir bölümü devletin oluşturacağı afet fonuna aktarılarak bir kaynak oluşumu sağlanmış olabilir…
Böylelikle hem hepimizin malları sigorta kapsamına girmiş olur, hem de devlet kendi fonuna bir kaynak yaratmış olur.. Bu cümleden sonra yazmak zorunda olduğum bir de uyarı var…
Çünkü bizler turizmi geliştirmek için de bir fon oluşturduk ama o fonda biriken paralarla maaş ödüyoruz. Ya da Fiyat İstikrar Fonu ile pahalılığı önlemeyi kararlaştırmıştık ama çoğu zaman o fonu da amacı dışında kullandığımızı biliyoruz! Bu yanlışı afet fonu için aman ne olur yapmayalım! Elbette zorunlu afet sigortası bir başlangıç olur…
Daha önceki makalelerimde de zaten bu devletin bir çok noktada vergi toplama konusunda sıkıntıları olduğunu yazıp çiziyoruz ve hatta bu olumsuz tablodan bir olumlu unsur çıkaralım diyerek bir vergi seferberliği başlatalım önerisini daha önce de yapmıştım, yeri gelmişken bir kez daha yapmak isterim! Şimdi tam zamanıdır…
Vergi sistemimizde bazı düzenlemeler yapmak kaydı ile iş dünyasını, hukuk camiasını, hekimlerimizi hatta kamuda çalışıyor olmasına rağmen, öğretmenlik, çiftçilik, hayvancılık, demircilik ve benzeri çeşitli işler yapan onlarca vatandaşımızı da vergi sisteminin içerisine sokmanın tam vaktidir…
Öncelikle devlet ikinci işi yasağını kaldıracak.. İkinci iş yapacak kamu personeline kayıt olma zorunluluğu getirecek ve o işlerden de vergiler toplanacak…
İkinci işi yapmak isteyen kişilere sağlanan bu imtiyaza rağmen devlete vergi vermemek için kaçak kalıp bu işleri yapmaya devam da edeceklerse o zaman da kamudaki işini kaybedecekleri kadar ciddi bir yasal düzenleme devrede olmalıdır..
Hep söylerim; bu ülkede para var, yeter ki niyet edip bunu halk yararına kullanmak için kamu maliyesine toplayalım… İstersek olur…
Kararlı olup bu statükoyu artık değişelim…