Radyo Güven’de dün sevgili Taner Gönül’le Kıbrıs’ı konuştuk.
Greentree’de yaşananları Rumların tutumlarını ve sürecin nereye gideceği konusunu.
Kıbrıs Rum tarafı ile Kıbrıs Türk tarafının önerleri arasındaki ‘açık’ farkları ortaya koyduk.
Ciddi anlamda farklılıkları var.
Ancak Kıbrıs Türk tarafının açılımları hem BM hem de uluslar arası çevrelerce kabul görüyor.
Ancak Yönetim ve Güç Paylaşımı, Vatandaşlık ve Mülkiyet konularındaki sıkıntıların aşılmadığına işaret ettim.
Medyaya da yansıdığı gibi; Kıbrıs Türk tarafı Vatandaşlık konusunda 210 bin rakamını masaya koydu.
Bunu BM benimsedi!
Ancak Rum lider Sayın Hristofyas, halkının tepkisi nedeniyle bu konuda ‘adım atamıyor…’
Yönetim ve Güç Paylaşımı konusunda ‘geçiş süresi olsun’ önerisi masada.
Bunu da BM benimsedi!
Mülkiyet başlığında da, Kıbrıs Türk tarafı açılım yaptı.
Ortaya rakamlar konuldu.
Rakamlar üzerinde konuşulacak.
Bunun yanında; AB’yi ele aldık programda.
AB’nin içine düştüğü ekonomik darboğazlığı.
Önceki gün AB’de 7’inci Başbakan istifa etmek zorunda kaldı.
Rum tarafında ekonomik göstergeler gittikçe düşüyor.
Eski AB cazibesi neredeyse kalmadı!
Ancak AB normlarının ‘uygulanması’ konusunda hemfikirdik sevgili Taner’le.
Biz bunları konuşurken, Türkiye’de öyle bir gündem ‘değişmesi’ yaşanıyordu ki, yakalayana aşk olsun!
MİT Başkanı, eski başkan ve yöneticisine KCK daveti!
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ‘iç tüzük’ değişiklik yasası tartışması.
KKTC’deki gibi ‘kürsü işgali…’
Ardından yumrukların ve tekmelerin konuşması!
5 saat süren Meclis toplantısında 10 dakikalık oturum!
Türkiye’de ciddi anlamda kırılma noktasına doğru gidebilecek bir süreç.
İşte böyle bir ortamda Kıbrıs konusunda nasıl bir süreç ilerler soru işaretleri ile dolu!
Bütün enerjisini ‘iç sorunlara’ harcayan Türkiye’nin dış politikada ‘elinin’ zayıfladığını görmemek olmaz!
Bununla ilgili bir tweet attım dün.
Rum bir meslektaşım sordu, “Türkiye’de neler oluyor?” diye.
Ben de “bilsem, söylerdim” cevabını verdim.
Gerçekten neler oluyor?
Bir bilen var mı?
Tek taraflılık eleştirisi!
Çalışma Bakanlığı konusunda tek taraflı yazı yazdığım konusunda dün eleştiriler aldım. Bakan ve ekibine çok fazla yüklendiğimi fısıldadı arayanlar. Hakları da var ama ben yine de görevlilerin ‘istifa etmesi’ ısrarındayım. Demiyorum Sayın Bakan istifa etsin. Ama çocuklardan kim sorumlu ise mutlaka bir yaptırımı olmak zorunda. Bizler Sayın Bakan’ın bu süreci iyi atlatmasını ve kamuoyunun tatmin olacağı adımlar atmasını istiyoruz. Sayın Bakan’ın bir anne olarak, süreci iyi yöneteceğini düşünüyoruz.
Günün Sözü: Severken itidalden(ölçüden,sabırdan) ayrılma. Olur ki bir gün darılırsın, dost iken yaptığın aşırı hareketlerden mahcub olursun. Dargın olduğun zamanlarda da itidalden ayrılma. Olur ki bir gün dost olursun. Dargınken yaptığın hareketlerden mahcubiyet hissedersin. (Muhammed S.A.V.)