Son dönemlerde yaşanan baş döndürücü memleket meselelerinin hızına yetişmek mümkün değil.
Anlaşılan o ki, hepimize bir şeyler olmuş. Hepimiz istikrar vurgusu yapıyoruz, hepimiz düzenden şikayetçiyiz, hepimiz değişim istiyoruz ama hepimiz de benden veya bizden başlamasın diyoruz.
Kısaca öz eleştiri yapacak olursam hepimiz samimiyetsiziz aslında birazcık…
***YDP’ye Operasyon…
Mesela Yeniden Doğuş Partisi ile ilgili şahsi fikrimi paylaşayım. Birileri bir yerlerde YDP’nin kendisine bir operasyon düzenliyor kanaatindeyim. Doğru okudunuz operasyon Erhan Arıklı’ya gibi görünüyor değil mi?
Hayır değil. Bence operasyon YDP’nin ta kendisine yapılıyor. Talip Atalay bugüne kadar Yeniden Doğuş Partisi için ne yapmış mesela, merakımdan soruyorum… Partinin kuruluşundan bugüne kadar partinin büyümesi, gelişmesi veya seçim kazanması adına Talip Atalay Bey’in rolü ne idi?
Bildiğim Talip Bey en son Erhan Arıklı’nın da teşvikiyle genel seçimlerde aday olmuş, hatta kendisi Türkiye’de bulunması rağmen seçim propagandasını da Erhan Bey yürüttürmüştü. Son 15 gün kala adaya gelmiş ve seçimi kazanarak meclise YDP’nin milletvekili olarak girmeyi başardı. Buraya kadar bir sorum yok. Peki ne oldu da Talip Bey ilk döneminden YDP’nin başına geçmek istedi mesela partide Erhan beyin tek alternatifi Talip Bey midir?
YDP’de başka Genel Başkan adayı olabilecek kabiliyette birileri yok mu? Meraktan soruyorum sadece… Peki YDP’de Başkan değişirse ne olur? Veya Talip Bey başkan olursa, Yeniden Doğuş Partisini olası Genel Seçime hazırlayıp parlamentoya girebilmesini sağlayabilecek kadar partinin dokusunu tanıyor mu?
Kendisi eski bir Din İşleri Başkanı malum. Peki muhafazakâr kesimler Talip Bey’in arkasından sürüklenir mi? Din İşleri Başkanlığı dönemindeki Rum Papazlar ve “Din kardeşliği” ilişkileri muhafazakâr kesimleri nasıl etkilemişti, milli ve ulusal kesimler nasıl bakıyordu bu girişimlere…
Bahsettiğim kesimler Talip Atalay Bey’in Din İşleri Başkalığını yürütürken ortaya koymuş olduğu bu misyondan memnun değillerse idi, bu durumda YDP kan kaybetmeyecek mi? Peki YDP’nin kan kaybetmesi kime veya hangi partinin işine yarar?
Gülümseyenler vardır elbet aranızda şu anda ama aynı oranda kızanlar da var tabii. Bu sadece benim kişisel kanaatim mesleki refleks diyelim.
Ne olur ne biter YDP kurultayında bilmem ama, hayırlı olsun UBP olası erken veya zamanında olabilecek bir genel seçimde zafer yine sizindir.
***Halkın Partisi Nerede?
Halkın Partisine sempati ile bakan bir gazeteci olarak toplumun genelinde daha fazla hissedilmesi gerekiyor. Halkın Partisi parti olarak ne yazık ki, şu an için ülkenin genelinde yok. Sosyal medyada öne çıkıyorlar zaman zaman. Kimsenin ve hiçbir siyasetçisinin yapmadığını yapıyorlar. Araştırıyorlar, şikayetçi oluyorlar ileri götürüyorlar birilerinin bazı şeyleri önemsemesi ve bir şeyler yapması adına güzel ama Halkın Partisi değil de Kudret Özersay var.
Şimdi sokağa çıksak ve sorsak Halkın Partisi’nden bize 5 kişi sayınız diye, iddia ederim ki üçten fazla sayamazlar. İşte tam da bu noktada Halkın Partisi ülkede yok ama Kudret Bey var. Bu durumda olası bir genel seçim için Halkın Partisi’nin ciddi bir efor harcaması gerekecek kanaatindeyim. Tabii onlara da kolay gelsin demekten başka bir şey kalmıyor geriye…
***Demokrat Parti Nereye Gidiyor?
Demokrat Parti de sağ bir parti peki orada neler oluyor; bir operasyon da oralarda var kanaatimce.
Fikri Ataoğlu hedefte görünmesine rağmen tıpkı Yeniden Doğuş Partisi’ne benzer bir durum da orada yaşanıyor. Fikri Bey’in başkanlığındaki milletvekilleri kazan kaldırmış durumda. Fikri Bey’in başkanlığını sorgulatma hatta hükümetten çekilme veya nisap krizine kadar uzanan bir siyasi mobbing ile karşı karşıya Fikri Bey. Düşünsenize bunlar da mı durduk yere oluyor üstelik kamuoyunun bu kadar gözü önünde. Daha Demokrat Parti kurultayında Fikri Bey’i devirmek için bazı mekanizmalar harekete geçmedi. Geçsin bakalım Demokratlar nasıl bir eğilim içine girecek hep beraber tanıklık edeceğiz. Fakat olası bir yıkıcı kavgadan mutsuzluk duyacak taban nereye kayar sizce?
Bu soru ile bırakayım bence gerekirse o gün geldiğinde yine konuşuruz….
Sağda birlik diye yıllarca sürdürülen bir politik girişim vardı hatırlar mısınız? Sağ ve ulusal veya bir diğer değişle “milli” cephenin birleşmesi hayalini kuranlar vardı. Demokratik sancılarla doğamayan o çocuğun, demokratik kavgalarla doğup doğmayacağına tanıklık etme zamanı geldi… Şimdilik diyeceklerim bu kadar…
Sevgi ve saygı ile…