İlk sözüm size Sayın Başbakan İrsen Küçük…

                        

Haber aynen “Kıbrıs” gazetesinden…

                               

Eğer bu ülkedeki futbolu “idare ettiğini” iddia eden bir adam, çıkar da KKTC’nin bir bölgesinde yaşayan vatandaşların gözbebeği olan bir futbol kulübünü;

                             

“İhanetle” suçlarsa, onun görevden alınmasını ve acilen Lefke Türk Spor Kulübü ile Lefke Bölgesi insanından özür dilemesini sağlamak durumundasınız…

                             

Ne demektir, Lefke’yi, KOP ile görüştü diye, “ihanetle” itham etmek Sayın Başbakan?

                             

Bıraktık futbolu, adam tam bir siyasi hamasetle ülkenin bir bölüm insanının aidiyetinin bulunduğu bir spor kulübünü, - “Kıbrıs” gazetesindeki bir muhabirin imzasının yer aldığı dünkü haberde yer alan ifadeye göre,  - “topluma ihanet” ile de suçlamaktadır. “Haber yanlış” diyorsa çıksın ve tekzip etsin…

                              

“İhanet eden bedelini öder” şeklinde tehdit de sallamaktadır.  Bu adam kim ki, “ihanet cezası kesip” bedel ödettirecek? DGM yargıcı mı? Öyle “vur emri” misali, bu ülkenin şerefli bir camiasını hedef göstermek cüretini kimden alıyor?

                              

Sayın Başbakan Küçük… Bu tehdit ve kışkırtmaların sonucunda meydana gelebilecek – Allah acısın - daha vahim olayların vebali altında tam da o zaman iktidarınız ve bu toplum kalacaktır.

                               

Dünkü “Kıbrıs” gazetesinde federasyon başkanının Lefke-KOP görüşmesini değerlendirdiği belirtilirken, haber aynen şöyle devam ediyor: 

                              

“Sertoğlu, görüşmeyi hem Kıbrıs Türk futboluna, hem de topluma çok büyük bir ihanet olarak gördüğünü ifade etti.”

                               

Lefke,  Kuzey’deki tüm prosedürleri takip etmiş, sonuç alamamıştır. Üstelik verilen cezalar ikiye katlanarak, kulübün kupasının gasbedildiği maçın hakemine de “ödül” verilmiştir.

                               

Çare arayışları tüketilen Lefke TSK, hakkaniyetin bulunmadığı bu koşullarda KOP’a müracaat etmek durumunda kalmıştır.

                              

Söyleyin Sayın Başbakan Küçük…

                              

Acaba Lefkoşa federasyonunun başındaki kişi, Kuzey’deki federasyonun takımlarıyla maç yapmayan ama Türkiye’nin tanımadığı Güney Kıbrıs takımlarıyla her alanda maç yapan Anavatan takımlarını da mı “topluma ihanetle” suçlayacak şimdi?

                              

“Sıkıyorsa suçlasın da görelim” diyeceğim ama efeliğinin bu ülkede her alanda mağdur edilen Lefke’ye geçtiğini düşünüyor herhalde…

                               

İster “efe”, ister “zeybek”… Lefke camiasını “ihanetle” suçlamanın da hukuki bir bedeli olacaktır elbette…

                               

Bir başka gazetede, Lefkellilerin “silkinip kendilerine gelmelerini” de buyurmuş(!) federasyonun başı…

                              

Sayın Başbakan… Kupa finalinin görüntülerini izleyin, Lefke düşmanlığına dayanan “federasyon kararlarını” inceleyin ve gerçekleri görün… Federasyonun başındakinin “silkinecek” hali dahi kalmamıştır.

                              

Ve Sayın Başbakan… Eğer birileri konuşmaya karar verirse – ki şimdilik susuyorlar – sadece bu federasyon yönetimi değil, sizin iktidarınız bile sarsıntı geçirecektir.

                              

KOP meselesi bir sonuçtur ve LTSK’yi KOP’a iten olumsuz gelişmelerin müsebbibleri suçluluk psikolojisiyle “ihanet” edebiyatına başvurmaktadırlar.

                              

Lefke TSK ve Lefkeliler bugünden tezi yok, bu ağır ithamlar karşısında derhal yüklü tazminat talebiyle yüzlerce hukuk davası açmalıdırlar.

                               

Sayın Başbakan…

                             

 - Kimine göre 70 bin, kimine göre 80 bin Kıbrıslı Türk Güney’den kimlik ve pasaport almıştır. İşçilerimiz, hastalarımız, öğrencilerimiz her gün Güney’e geçmekte, onların olanaklarını kullanmaktadır. Rum pasaportu ile seyahat eden binlerce insanımız bulunmaktadır.

                              

- Kısıtlı da olsa Kuzey-Güney arasında ticaret yapılmakta, Türkiye üretimi mallar bile Rum çarşısında Kuzey’dekinden daha ucuza yer almakta, vatandaşlarımız da bunları oradan satın almaktadır.

                               

Peki, Kuzey’de organize bir düşmanlık politikasıyla çaresiz bırakılan Lefke ne yapacaktı siz söyleyin bari… YİM’e de gidecek işte… Ya sonra?

                              

Birkaç çift lafım da pantolonlarının kıç kısmındaki ceplerinde “Rum kimliği” taşıyarak, sıkça Güney’e geçip gezerek para harcayan “sahibinin sesi” birtakım kalemlerle, bazı TV’lerde program yapan tosuncuklara olacak…

                              

- Siz ikide birde Rum çarşısını besleyip, Rum kimliğiyle Güney’in her türlü imkânını kullanacaksınız ama Kuzey’de büyük haksızlığa uğrayan Lefkeli gençler futbol oynamak için oradaki federasyona başvurdu diye onlara saldıracaksınız ha…

                              

Hadiselerin içine sonradan dalarak rejimin futbol Dükalığının sözcülüğünü yapmak ve “Lefke’yi ayıplamak” size mi düştü şimdi behey kıvraklar?

                              

Çalkalayın bakalım daha ne kadar dansözlük yapacaksınız rejimin Dereboyu futbol Dükalığı önünde… Ve türlü “alemler” yaşanan masalar üstünde…