Güney'de yaşanan ekonomik kriz nedeniyle, Kıbrıs sorunun çözümünde "patinajlar" atılıyor. Kıbrıs Türk tarafı, "çözüme hazırım, hadi hemen masaya" yaklaşımı ortaya koysa da, Rum tarafından aynı frekansta bir cevap gelmiyor. Rumların varsa yoksa tek derdi; "ekonomi..." (Rum) Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis'in, "Ekonomik durum halledilmeden Kıbrıs sorununun çözüm prosedürünün yeniden başlamasını kabul etmemiz söz konusu değil" açıklaması da buna bir vurgu aslında. Ekonomisini çözmeyen ya da rayına oturtmayan Güney'den "olumlu" bir yaklaşım beklemek fazla iyimser olsa bile süreç hızlanabilir.
ABD'den hazırız mesajı
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'in ardı ardına Türkiye'ye yaptığı ziyaretler Kıbrıs konusunda da bir hareketliliğin yaşanabileceğini işaret eder gibi. ABD'nin Güney Kıbrıs'taki elçiliğinin de, Anastasiadis hükümetine, "Kıbrıs sorunu konusunda katkıda bulunmaya hazırız" mesajı vermesi dikkat çekici. Rum basınına konuşan bir diplomatik kaynak, "Amerikalıların, bölgedeki problemleri ve anlaşmazlıkları bir paket olarak ele aldığını" söylüyor. (20-04-2013-Fileleftheros) Yani, "doğalgaz ve Kıbrıs sorunu" birlikte ele alınacak ve çözüm bu noktada üretilecek.
"Retçi" demek için erken
Adıyaman'da temaslar yapan KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun da, "Kıbrıs Türk halkının da Kıbrıs sorunuyla ilgili garantör devlet başta Türkiye olmak üzere artık sabrı taşmaya başlamıştır" açıklaması, görüşmelerin biran önce başlamasına yöneliktir. Eroğlu'nun, "Hiçbir Rum liderinde bugüne kadar Kıbrıs sorununda bir anlaşmaya imza koymak düşüncesi hakim olmamıştır" demesi de önemli. Eroğlu "eski" liderlere gönderme yapıyor. Yeni (Rum) Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis'in, çözüm noktasındaki görüşleri bilinmesine rağmen; masada bir süreç yaşanmadı. Bütün mesaisini "ekonomiye" ayıran Anastasiadis'in, Kıbrıs konusunda "peşinen" "retçi" olacağını beklememek gerekiyor.
Takoz koymamalıdır
Eroğlu ile seçimlerden önce bir araya gelen Anastasiadis'in, "ekonomide" gösterdiği "iradeyi" Kıbrıs konusunda da göstereceğini düşünüyorum. Eleştirilecek yönleri vardır, ancak ekonomik konularda alınan veya alınacak önlemlerde halka karşı hep sorumlu davrandı Anastasiadis. Böyle bir lider "barışa gidecek yola takoz" koymamalıdır. Bizce "milliyetçi zihniyetlere" yenilmezse, koymaz da. Ki Ankara'dan gelen açıklamalarda da Anastasiadis'in "çözümcü bir lider" olduğuna bu nedenle vurgu yapılıyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, çok olumlu mesajlar vererek, "Anastasiadis'e çözümde samimi" olması tavsiyesinde bulunuyor. Anastasiadis bu atmosferi iyi değerlendirmelidir.
Kasaba politikası!
Bu gelişmeler rağmen Kuzey Kıbrıs'ta "erken çözüm şart" cümlesi ile sürekli bir "döngü yaşanıyor..." Eroğlu eleştirilirken, "iç politik çıkarla" ön planda tutuluyor. "Güney Kıbrıs'ın politikası gözden kaçırılıyor" ve "Eroğlu çözüm istemiyor" noktasına geliyor. Mevcut siyasi anlayışın değişmesi konusunda çalışmalar yapan Aydınlık Yarınlar Hareketi Başkanı Anıl Kaya bunu çok net bir cümle ile özetliyor; "Ülkemizde sloganlar üzerine kasaba politikası yapılıyor. Tek kaygı iç politik çıkar ve oy..." Kıbrıs'ta çözümün gerekliliği, değişen ve gelişen dünyada bir gereksinim. Kuzey Kıbrıs'ın da "kasaba politikasını" bir tarafa bırakarak; bu yönde çaba harcamasında fayda var. Bütün çabayı Ankara'dan beklemek "çözüm" olmasa gerek!