Kalemi ilk kez bir makale yazmak için ele aldığım bundan 30 yılı aşkın süre önce – bir tür “yeni yetme yazar” psikolojisiyle;

 “Olağanüstü bir güçle donandığım” vehmine kapılarak, o günlerde basında saygın konumlarıyla yer tutmuş ağabeylerimize de laf dokundurtmaya ve bana karşılık vermeleri halinde “nasıl dikkate alındığımın” teyidini yapmaya girişmiştim bilinçaltı bir dürtüyle…

Uyarılmıştım ama dinlememiştim. Dersimi de almıştım.

30 yıllık tecrübe sayfalarına bir de bunu ekledim ve ilk kez makale yazdığım dönemdeki yaşım kadar gazetecilik tecrübesi olan insanlarla bir şekilde muhatap olurken, aslında tecrübe anlamında söylenen “yaşın kadar konuş” yaklaşımının doğruluk payının bu meslekte de önemli rol oynadığına kanaat getirdim.

Şimdilerde de, köşe yazarlığının “ilk basamağı” olarak düşünülüp, çok satan bir yerlerde spor konusunda gazete köşesi kullandırılan bazı “yeni yetme” kardeşler var. Bunlar, kalemlerini, “lingiri oynarcasına” sağa sola pervasızca sallayıp, bizi rencide etmeye çalışmaktadırlar. Açıkçası bir şekilde bize bulaşarak kendilerine cevap yazmamızı sağlayıp, “daha bu yaşta ne esaslı yazar olduklarının” sözde teyidinin peşine düşmüşlerdir.

Özelde Kupa finalinde Lefke TSK’ne, genelde de bu rejimin Lefke ve yöresine karşı işlediği “siyasi cinayeti” yazılarına en çok ve ısrarla konu eden birkaç yazardan bir tanesi olduğum bilindiğinden;

Söz konusu çok satan gazete köşesindeki “yazar adayı” arkadaş, güya isimlerimizi vermeden ama ben ve birkaç meslektaşımın tam da bu konudaki yazılarına açıkça saldırmaktadır.

Bu ülkedeki hemen herkes, Lefke takımına Kupa Finalinde masa başında hazırlanan futbol dışı ahlaksız komplonun her geçen gün daha fazla ayırdına varırken;

Nasıl bir “Lefke düşmanlığı” biriktirdiğini hala anlamakta zorluk çektiğim, Lefkoşa’dan Kıbrıs Türk futboluna derebeylik yapmaya çalışanların, bölge futbol kulüplerine sürekli Lefkoşa odaklı komplolar hazırlayanların “tamamen duygusal yazarı” imajı veren kişileri aslında konu etmek de bize yakışmaz, bunları Lefke kökenli patronlarına şikâyet etmek de…

Mesleğin ilk yıllarında acemilikler yaşadık ama bu tür sığlıklara hiç rağbet etmedik. Etmeyiz…

Lakin… “Lefke’ye bu kadar düşman olma, bizimle de uğraşma aslanım” diyorum. Bu sana bir şey kazandırmaz.

Kalemini istediğin gibi kullan, ya da kullandır. Bizi ilgilendirmez. Ama ister direkt, ister endirekt, bizleri işaret ederek kaleme aldığın yazılarındaki tüm hakaret ve sözde “tavsiyelerini” önce aynanın karşısında bir süre tekrarla, içindekileri oraya çıkar. Fakat bize yönelik saldırılar üzerinden deşarj olmaya girişmeden, sana mesleğin bazı inceliklerini öğretebilecek, tecrübelerini aktarabilecek olan gazetendeki gerçekten kıymetli meslektaşlara da şöyle bir danış… Bir şey kaybetmezsin…

Memleketin acımasız ve adaletsiz bir siyasi rejim tarafından çatır çatır bölünmeye götürüldüğü ve bölgeci diskriminasyonun Lefkoşa odaklı sistematik bir politika haline getirildiği şu şartlarda inan ki “lingiri” oynayacak ne zamanımız var, ne de lüksümüz…

Sen de elindeki değnekleri, sözde “spor adına” bize doğru sallamayı bırak ve bu insafsız siyasi diskriminasyonun kökenini biraz araştırmaya koyul…  

Siyasi konularda yazı yazanlara laf yetiştireceksen de eğer, bizim basın-yayın camiasında “mesleğin ilk kademesi” olarak kabul edilen konumunu zorlayarak bir an önce “yetkinlik” sınırına ulaşmaya bak…

(Bunları yazarken, uzun yıllar gerçek anlamda spor yazarlığı yapan ve o alanda ustaca kalem oynatmayı tercih eden, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki saygın ve değerli spor adamlarımızı her türlü genellemenin dışında tutar, kendilerine bu vesileyle bir kez daha saygı sunarım).

                                           *                   *                   *

Bu arada geçtiğimiz gün LTSK yönetimi ile Lefke bölgesi Sivil Toplum Örgütleri çok önemli bir toplantı düzenleyerek, özelde Lefke TSK ve genelde bölgenin mağduriyeti konusunda kritik saptamalarda bulunup ciddi eylem kararları aldılar. Sanırım bunlar bugün yine genişletilmiş bir toplantıda netleştirilecek ve kamuoyuna da bir basın toplantısıyla aktarılacak.

Kararlara henüz son şekil verilmediğinden bugün yazıma almamayı tercih ettim. Kamuoyuna açıklanınca durumun ne kadar vahim bir tablo arzettiğini umarım herkes daha iyi görür ve anlar…