Öyle anlaşılmaktadır ki;
UBP içinde “ağababalarından” aldıkları komutla kazan kaldıran “isyancı mürailer” bundan sonra da rahat durmayacaklar.
İlk histerik çığlık ve hezeyanları azalır gibi görünse de, bundan sonra parti içinde İrsen Bey’in hareket edeceği her alanı daraltmaya, her kademede önüne aşılmaz engeller çıkarmaya, örgütleri tehdit etmeye ve sonunda Genel Başkanı kurultaya götürmeye kararlıdırlar.
Arkalarındaki “güce” fena halde güvenmektedirler çünkü…
Kendilerini ateşe atanın;
Yanmaya başladıkları zaman da onları bizzat o ateşten çekip alacağına inanmaktadırlar.
Bu yüzden “ağalarının” hâkim olduğu parti karar organlarında, parmakla oynatılan kuklalar misali türlü hokkabazlıkların başrol oyuncusu olmaya devam edeceklerdir.
İrsen Bey partisi üzerinde kolay kolay devrilemeyecek bir kontrole sahip mi?
Belki koltukçu mürailerin isyanı patlak verene kadar, Başbakan’ın partisine hâkim olduğunu kimse kolay kolay söyleyemezdi.
Öyle ya… Kurultaydan bile sırf Ahmet Kâşif seçilmesin diye “Saray” desteğiyle Başkan çıktığını bilmeyen mi var?
Ancak sanırım UBP’deki mürai isyanı İrsen Bey’in de gözlerini açmasına, canını kaldırmasına sebep oldu.
Ve tedbirlerini almaya başladı.
Lakin… Ne tedbir alırsa alsın…
Bu tedbirler dizisi içinde, isyancı müarilerin elebaşlarını öncelikle parti içinde tuttukları makamlardan uzaklaştırma, orta vadede de bir genel seçimden önce, tümüyle tasfiyelerini sağlama stratejisi bulunmuyorsa;
Her zaman vurguladığım gibi… UBP iktidarı beş yılın sonuna varmadan, onlar İrsen Bey’i tasfiye edeceklerdir. Genel Başkan da makamını tahliye etmek zorunda kalacaktır.
UBP içindeki çağdışı, anti-demokratik statüko ise daha fazla perçinlenecektir.
İrsen Bey’in kolay lokma olmadığını ve sistemin silahlarını çok iyi bildiğini daha önce de yazmıştık.
Yeter ki başlatılan isyan karşısında hiçbir şekilde geri adım atmadan durma kararlılığını göstersin…
* * *
İrsen Bey’in mürai isyanı karşısındaki tutumuna değinirken, insanlarımızı öfkelendiren, kamuoyunda ciddi bir biçimde tepkiye neden olduğu artık iyice anlaşılan;
- Bakanlarla Bakanlıklara yapılan yalaka ziyaret ve ziyaretçilerini de artık kesin biçimde durdurmasının şart olduğunu vurgulamakta fayda var…
Bu ziyaretlerden ülke ve toplum yararına hiçbir sonuç çıkmadığı gibi, büyük bir zaman israfına da yol açmaktadır. Ayrıca o makamlarda görev alan kişilerin üzerinde “kasaba politikacısı” baskısı ve partizanlığa davetiye çıkarmaktadır bu tür ziyaretler…
Memlekette mahallebi kıvamındaki yavşak duruşlarıyla tanınan elebaşı birkaç dalkavuk öncülüğünde ve birtakım örgütlerin dizleri yerden kalkmayan sünepeleri tarafından gerçekleştirilen yalaka ziyaretleri, makam koltuğunda oturanları da şımartmaktadır ayrıca…
İrsen Bey mutlaka bu yavşaklığın önüne de geçmeli…
Hele aynı parti içindeki çeşitli birimlerin ellerinde çiçeklerle heyetler oluşturup, basın-yayına verdikleri boyalı görüntüler eşliğinde Bakan ve Bakanlıkları meşgul etmeleri kabul edilebilir bir durum değildir.
Zaten iş yapma niyeti olan veya işi başaracak donanımda Bakan bulmanın kolay olmadığı şu koşullarda, bir de bu tür partizanlık ve göze görünme amaçlı ziyaret hokkabazlıkları insanlarımızın sinirlerini iyice germektedir.
Durdurun şu yalaka ziyaretlerini Sayın Başbakan…
* * *
Gönül ister ki KKTC inen kalkan farklı havayollarına ait uçaklardan geçilmesin… Ercan Havaalanı dolsun, yenileri gelsin…
Kimse bu ülkeye yatırım yapan yeni havayolu şirketlerinden şikâyetçi değil, onlara karşı bir duruş ve önyargıya da sahip değil…
Ama bu ülkede göz göre göre iktidar sahipleri tarafından batırılan, çalışanları aç ve sefil bir konuma sürüklenen KTHY ve de hala daha devletin ilgi ve şefkatinden yoksun insanlarımızın dramı sürerken;
İsterse dünyanın bütün havayolu şirketleri gelsin KKTC’ne…
Kıbrıslı Türklerin yüreğindeki yara kapanmaz, KTHY’nin acısını kimse kolay kolay saramaz.
Üstelik “KKHY’nin uçması bilinçli olarak geciktiriliyor ki, o zamana kadar geçecek sürede yolcu ve kargo pastası dıştan gelen havayolu şirketleri tarafından paylaşılsın” şeklinde bir kamuoyu tepkisi de söz konusudur ayrıca…
Üstelik bu ülkenin yatırımcıları ve bazı “KKHY hissedarları” arasında bile…