Seçim, beklenmedik bir zamanda telaffuz edilmeye başladı.
İki büyük mitingin kitlesel baskısıyla olamadı ama UBP içindeki güç çatışmasının dış destekli isyancı müraileri sebep oldu, muhalefet bastırdı ve en azından seçim sözcüğü siyasi kulislere düştü.
Tabii basın-yayına da…
Bu şartlarda bir erken seçim olur da UBP iktidarı kaybederse, çok partili siyasal yaşamımızda “kendi parti içi iktidar kavgası sonucunda kendi iktidarını yerle bir eden ilk parti” olacak UBP…
Ne siyasi partilerin muhalefeti… Ne de sendikal hareketin…
İsyancı mürailer, UBP’nin kendi kendini yemesine sebep olacaklar.
Tabii, bu yazının kaleme alındığı ana kadar İrsen Bey onları tertipledi mi, yoksa devam mı edecekler, henüz tam olarak netleşmemişti.
İnşallah “aldıkları gazla” devam ederler.
UBP’deki hastalıklı yapının ilk döküntüleri de böylece kendi iplerini kendileri çekmiş olurlar…
İrsen Bey kaçın kurası… Çoktan hazırlamıştır planlarını…
* * *
Gelelim yine seçim meselesine…
İki tür seçim söz konusu olabilir eğer şartlar müsait olup olgunlaşırsa…
Bir tanesi İrsen Bey’i kurtarır… Diğeri de Kıbrıs’ın Türk halkını…
Nasıl mı?
İrsen Bey’in bu isyancı müraileri tepetakla götürmek için en büyük kozu erken seçimdir.
Kendisi de bu kozunu gizlemiyor zaten…
İrsen Bey’i kurtaracak seçim türünden söz ediyorum. Mevcut sistemin koşullarında bir seçim yani…
Ki bu kozu, eskaza bir olağanüstü kurultay kararı alınmadan, kendi Başkanlığında masaya sürmek durumundadır Başbakan…
İrsen Bey’in isyancı müraileri daha DLG önüne çıkmadan biçebilecek şansı vardır bugünkü seçim koşullarında…
Ama diyelim ki “Saray”ın da devreye girmesiyle DLG önünde bunu başaramadı…
Muhtemel bir erken seçimde bunların alt sıralardan listelere girebilmesi için tüm gücünü seferber edecek ve henüz İrsen Bey’e blok oyların çıktığı kurultay havasının etkisiyle alışkanlığından kurtulamayan DLG, sıralama esnasında da bir tür bariyer oluşturabilecektir isyancılara…
Diyelim ki, bu barikat da bir şekilde kısmen aşıldı…
İlk genel seçimde UBP ciddi oy kaybına uğrayacak ve İrsen Bey ile onu destekleyenlerden çok, şu anda kamuoyunda da büyük tepki gören, halkın öfkesinin hedefi haline gelen isyancı mürailer bedelin en ağırını ödeyecekler… Yani seçilemeyebilecekler.
İrsen Bey de bu konuda “gereğini yapacak” isyancıları bu kez seçim sandıklarında doğrayacaktır.
UBP bu durumda “tek başına iktidar” çıkamaz artık…
Lakin yine de ya birinci, ya da ikinci parti olur ki… CTP’nin yanında diğer muhalefet partilerinin de oylarını artırmasıyla, seçim sonrasında İrsen Küçük UBP’si için bugünkünden daha uygun şartlar oluşur bir koalisyon için…
Arada da isyancıların büyük bölümünün defterleri dürülmüş olur.
Zorlarsa İrsen Bey… Kimbilir, UBP’nde bir dönemin defterinin de dürülmesi için uygun şartlar oluşur.
İsyancı mürailer bunu göze alır mı?
Göreceğiz…
* * *
İkinci tür seçim ise, Anayasa ve Seçim ile Siyasi Partiler yasalarında, tüm partilerin “sistemin tıkandığına” dair mutabakata varmasıyla yapılacak değişiklikler sonunda gidilecek bir erken genel seçimdir.
Bu da, Kıbrıs’ın Türk halkını kurtaracak seçimdir.
Yeni bir sistemin yolunu açmak için Anayasa’da yapılacak değişikliklerle yapılacak bir seçim öncesinde istisnasız tüm makamlar boşaltılmış olur
Cumhurbaşkanlığı, Meclis, hatta yerel yönetimlerde bile “tu baştan seçimdir” bunun adı…
Bu yol biraz daha uzun ve daha zorludur elbette…
Yine de… Salt Seçim ve Siyasi Partiler yasasındaki tadilatlarla da gidilebilir bu seçime… O zaman halkın şu adaletsiz siyasi rejimden kurtulma yolu da açılmış olur bir ölçüde…
İrsen Bey siyasi kariyerinin son ama zirve dönemindedir.
İsyancı müraileri tertiplemeyi de başaracak güçtedir.
Ama aynı zamanda siyasi kariyerinin zirvedeki şu son etabında bu halkın önünü açma şansı da vardır ki soyadına da bu yakışır.
* * *
İster İrsen Bey’i kurtaracak seçim olsun… İsterse köklü yasal değişikliklerle Kıbrıs’ın Türk halkını kurtaracak seçim…
“Seçim” lafı edilmeye görsün… Siyasi iklimde fırtına dönemi başlamış demektir…