Uzun bir aranın ardından artık sık sık görüşeceğiz sizinle... Geçtiğimiz günlerde en çok dikkatimi çeken gündem maddelerinden birisine değinmek istiyorum. Biraz içimi acıtan, biraz da beni düşündüren bir olaydan...

Türk Demokrasi Vakfı'nın KKTC'nin T.C.'nin 82. vilayeti olması yönündeki demeci benim oldukça fazla dikkatimi çekti. Demek istedikleri KKTC ile Rum Yönetimi müzakerelerde bir sonuca ulaşamazlarsa KKTC halkına yönelik bir referandumun yapılması ve bu referandumda halka Türkiye'ye bağlanmak istiyor musunuz? Sorusu sorulması...

Zaten aşikar KKTC ile Rum Yönetimi'nin anlaşamayacakları. Eroğlu sayesinde olabilecek bir çözüme bile ulaşamayacaklar. Ancak bunun sonrasında bu vakıf nasıl böyle bir söylemle KKTC'yi T.C.'ye bağlamak gibi bir düşünceyle ortaya çıkabiliyor anlamış değilim. Uzaktan hoş geliyor herhalde davulun sesi. T.C.'deki milliyetçi kesimin Kıbrıs konusunda hakim olan görüşü de bu zaten. Anladık ki adını ilk kez duyduğumuz bu vakıf 'milliyetçi' bir görüşe sahip.

KKTC halkının neler yaşadığını, ne istediğini, neler beklediğini anlamış değiller hala. Ki T.C. Bunu yıllarca anlayamadı ya da anlamak istemedi. Kısa bir analizle olaya bakalım. T.C. İle birleşmek mi, yoksa Güney Kıbrıs'la birleşmek mi?

1- Öncelikle T.C. vatandaşlığına sahip KKTC'lilere bir bakın, sonra Güney Kıbrıs vatandaşı olan KKTC insanlarlarına. Hangisi çoğunluktaymış bunu görünce KKTC halkının hangi tarafta olduğunu anlarsınız.

2- Söz konusu uçuşlar ise zaten Larnaca Havaalanı üzerinden isteyen KKTC'liler dünyanın bir çok noktasına ulaşabiliyorlar. Bunun için T.C.'ye gerek yok!

3- T.C.'de iktidar partisi gücünü kullanarak baskıcı, yasakçı bir toplum yaratırken Kıbrıs'ta özgürlük ve demokrasi hakim. Cüneyt Ülsever'in de dediği gibi T.C.'nin bizden öğreneceği daha çok şey var. KKTC halkı Erdoğan'a karşı sert ve net bir tavıra sahip.

4- T.C. İle KKTC birleşecekmiş ya, önce T.C. bizimle olan ilişkilerimizi düzeltsin, Kıbrıslılara 'besleme' diyen bir zihniyeti hiç bir Kıbrıslı kabul etmez.

5- Belki de en önemlisi söz konusu birleşmenin gerçekleştiğini düşünürsek T.C.'deki ekonomik şartlar Kıbrıs'ta da geçerli olacak mı? Önemli olan da bu. Eğer litresini dört liradan benzin alacaksak, asgari ücret 600 lira olacaksa tekrar 'hade barra' size!

Gerek söz konusu bu vakıf, gerekse T.C.'deki milliyetçi kesim bunun bir hayalden öte gidemeyeceğinin farkına varsınlar. Bu halk, bu insanlar başka bir ülke altında yaşamayı değil, tam bağımsızlığı istiyor.

Gündemdeki bir başka konu ise T.C.'de yapılan genel seçimler sonucunda TBMM'ye girmeyi başaran Kıbrıslı Ülker Güzel. Umarım kendisi TBMM'de iki ülke ilişkileri arasında bir köprü olur ve T.C. ile olan ilişkilerimizi düzeltir. Buna hepimizin ihtiyacı var.