Kıbrıs sorununun en kritik döneminde, iç sorunlarla boğuşur olduk...
Ülkemizin fedakar ve cefakar insanlarını, psikolojik açıdan çökmüş vaziyette görmek ve bazılarını zamansız kaybetmek hepimizi derinden üzüyor...
Yaşadıklarımız, kaderimiz değildir...
Olmamalıdır da...
Yaşadıklarımız, yılların birikmiş hatalarının bir sonucudur...
Dolayısıyla çarkı tersine çevirecek atılımlar istiyoruz...
Krizin boyutlarını ‘çok iyi hesaplayacak’ uzman kişilerin plan ve programlarına ihtiyacımız vardır...
Ve onları dinleyecek yöneticilere...
Yeni bir yol haritası çizerek, Kıbrıslı Türklerin yaşamını iyileştirecek adımların atılması mutlaka gereklidir...
Halkımızı, böylesi hassas dönemlerde moral açısından destekleyecek girişimler, hatta bir kurtarıcı bekliyoruz...
Okullarda, iş yerlerinde, hastanelerde ‘psikolojik destek’ eğitimleri süratle başlatılmalıdır...
Bunun yanı sıra, toplumu küçük düşürecek her türlü hareketten kaçınılmalıdır...
Siyasiler, hiç olmazsa bu dönemde ‘asgari müştereklerde birleşmeli’ ve topluma örnek olacak hareketlerde bulunmalıdır...
Gerginlik senaryoları, çözüm getirici olamaz...
Tüm güçlerin, gerginliği artırıcı girişimlerden uzak durmaları gerekir...
Yaşanan olumsuzlukları fırsat bilerek, bundan pay koparmak isteyen güçlere de dikkat edilmelidir...
Özellikle polisin, bu noktada görev ve sorumlulukları çok daha fazladır...
Polis, her zamankinden çok daha ağır bir sorumluluk altındadır...
En ufak bir ipucunu ciddiyetle değerlendirmeli ve sonuca ulaşıncaya kadar gayretlerini sürdürmelidir...
Sonuç almada ‘zamanın’ ne kadar önemli olduğunu onlara bizler öğretecek değiliz...
Bazı olaylarda değil saatlerin, dakikaların bile önemi vardır...
Suçların patlama noktasına geldiği bir ülkede polisin ve güvenlik güçlerimizin karşılaştığı zorlukları da görmezden gelmiyoruz...
İşin bu noktasında önlem almak da hükümetin sorumlulukları dahilindedir...
Olağanüstü bir dönemden geçiyorsak...
Olağanüstü önlemler hayata geçirilmelidir...