Kıbrıs Türk Hava Yolları çalışanlarının mağduriyetine ortak olan var mı!... Yok öyle “laf ebeliğiyle” ortaklık... Ben gerçek ortaklıktan söz ediyorum ve ortak olmaya da hazırım.

Aylık maaşımı bu sıkıntılı ailelerle paylaşmak, bana o parayı kendi ailem için harcamak kadar da kutsal gelir...

Hade gelin, hep birlikte sistemin bozukluğundan kaynaklı sıkıntılara birlikte göğüs gerelim. Bırakın meydanlarda “sendikal lafazanlıkları”, müsamere tarzı “eylemcilik, devrimcilik” provalarını...

Gelin bu insanlarla, hatta daha mağdur olacak olanlarla birlikte paylaşalım elimizdeki bir somun ekmeği...

Onurlu mücadele budur efendiler..

Onurlu mücadele, üretimi daha çoğaltarak bu insanların da üretebilmelerine yeniden yardımcı olabilmektir.

Onurlu mücadele genel bir seferberlikle bu ülkeyi ayaklandırabilmektir...

Ne yapmaya çalışıyorsunuz veya neye faydanız dokunuyor hiç soruyor musunuz kendinize...

Hatta aynanın karşısına geçip, “KTHY çalışanlarının çektiklerinde benim de katkım var” diyebiliyor musunuz?

Şimdi yaptıklarınız ve malum yöntemlerinizle, evine bir kuruş götüremeyen mağdur vatandaşa ne sunmuş oluyorsunuz?..

Bu arada kalkıp mevcut hükümetin veya bir önceki hükümetlerin beceriksizliklerini savunduğumu söylemeyin sakın orada burada!... Onlarca yıl yasama ve yürütmenin yapamadıklarını görmüyor veya ört bas ediyor değilim.

Ancak siz kendi şovunuzu yapacaksınız diye de zaten mağduriyetten takadi kalmamış emekçileri beraberinizde sürüklemeyin artık... Beceriksiz yönetimlerin sizin hareketinizi beslediğinin farkında olmadığımızı da zannetmeyin... Ne kadar beceriksizlik, o kadar “sendikal şov”... Polisle mağdur emekçileri burun buruna getiririp, sonra bunun üzerinden yine sovunuza devam etmeyin artık... Ben de evime ekmek götüremez olsam, ben de polisle burun burana geldiğimde zaptedilemez olabilirim. Bu kadar dramatik, bu kadar sıkıntılı bir meseleyi kullanıp işi buralara getirmeyin artık...  

 

Aklınızı başınıza alınız ey “sendikal zeminciler”... Aklınızı başınıza alın ve gelin elimizi hep birlikte taşın altına koyalım... Gelin ekmeğimizi paylaşalım, üretimin artması için ne gerekiyorsa bir an evvel yapalım... İşin zor olanı ve de doğru olanı bu... Siz ise işin kolay olanı ve de yanlış olanını seçerek sadece zavallı KTHY çalışanlarını şovunuza meze yapmaktan öteye geçemiyorsunuz...

Elinizi eğer varsa bir an önce vicdanınıza götürünüz ve doğruyu yapınız...

KTHY’yi de biz batırdık, diğerlerini de biz batıracağız... 37 yıllık bozuk, çarpık sistemi de biz yarattık, bu yaklaşımlarla bu bozukluğu ortadan kaldırabilmenin doğru yöntemlerini de hala kabullenemeyen bizleriz...

Hepimizin bir ferdi çıkarı, hepimizin elinde haksız kazanımlarla kurulu bir düzeni olabilir. Ancak bu ferdi “düzenler”, ortaya çıkan genel çarpık düzenin en büyük müttefikleri olmakta... Gelin önce bu müttefikleri ortadan kaldıralım... Gelin çalışarak, üreterek, verimli olarak bu müttefikleri yok edelim... Gelin genel bir seferberlik anlayışını özümseyerek, doğru bir başlangıç yapalım... “Ben” değil “biz” demesini öğrenelim...

Var mısınız? Varsanız bilin ki hem var olacak, hem de gelecek nesle sağlıklı bir ülke bırakabilmenin yolunu açacağız. Yoksak da  sonuçlarına, “elinden oyuncağı alınmış çocuk” gibi ağlamadan, sızlanmadan katlanacağız...

 

Bu ülkede doğan, yaşayan ve üretenler bu ülkeyi eninde sonunda daha aydınlık günlere taşıyacaktır... Ve onlar artık asla üretmeyen, sadece konuşanları sırtlarında kambur gibi taşımayacaktır...