KTHY’den sonra Lefkoşa’da belediye faciasından söz ediliyor...

   Acaba öyle mi?..

   Ülkede ‘iyi giden’ herhangi birşey var mıdır acaba?..

   Geçtiğimiz hafta ‘ne olduğu bilinmeyen’ bir arıza yüzünden tüm KKTC’nin 5 saat süreyle elektriksiz kaldığını ne çabuk unuttuk?..

   Evine dört yılda telefon bağlatamayan veya arızalı telefonunu aylarca tamir ettiremeyen insanları?..

   Kayıtsız cep telefonlarıyla haraç tehditlerini...

   Ülkemizin sorunları keşke sadece KTHY ve Lefkoşa belediyesi ile sınırlı olsaydı...

   Ama öyle değil...

   Sahiller, dağlar, tepeler...

   Ana yollar, kent içleri ve dışları...

   Her taraf çöplüğe dönüşmüş vaziyette...

   Trafikte seyreden araçların büyük bir kısmı muayeneden geçmemiş...

   Ruhsatsız ve sigortasız...

   Lastikleri ömrünü yitirmiş, şasesi kaçmış, frenleri patlamış araçlar yollarda tehlike saçarak ilerliyor...

   Kırmızı ışıkta durmamak kural olmuş...

   Ve hepsinden önemlisi, ülke ekonomisini batıran kaçak işler...

   Kaçak ticaret ve kaçak işçi sorununun ortadan kalktığını mı düşünüyorsunuz?..

   Sakın düşünmeyin, aldanırsınız...

   Kapı kapı dolaşıp ev eşyası satan yüzlerce insan var...

   Artık ‘gezici dükkanla’, yani iş araçlarıyla satış yapabilecek kadar cesaretlenenler de var...

   Ülkede kaydı yok...

   Kaydı olmayınca faturası da yok...

   Burasının Dubai, ya da Tayvan olacağını söylemişlerdi!..

   İşte sözlerini tutuyorlar!!!

   Kaçak olanları kayıt altına alacak en ufak bir girişimde bulunmuyorlar...

   Bizdeki iktidarların dişleri, sadece kayıtlı insanları kesiyor...

   Halbuki; benim ülkemde sanayiciyi, turizmciyi, esnafı, herkesi tehdit eden, iflasa sürükleyen kaçak işlerdir...

   Her hükümet değişikliğinde çıkarılan aflarla bu sorunu ortadan kaldıracaklarını iddia ediyorlar...

   Ama kaldıramıyorlar...

   Çünkü; kaçak olayı ülkede ‘çeteleşmeye’ dönüşmüş durumdadır...

   Ülkeyi yöneten onlardır...

   Rica ettikleri zaman, kaçak işçi çalıştıran yerler denetlenmiyor...

   Böylece ‘denetlemeden sorumlu’ memurların keyfi kaçıyor...

   Yapılan ihbarlar karşısında harekete geçemiyor, ceza kesemiyorlar...

   Bazı şirketler, günde 14 saat süreyle köle gibi işçi çalıştırıyor...

   Sigorta ve İhtiyat Sandığı primi de yatırmıyor...

   Köle muamelesi gören işçinin pasaportuna el koyarak, baş kaldırmasını peşinen önlemiş oluyor...

   Tüm kayıtlı şirketler gibi, devletin ilgili kurum ve kuruluşları da bu tür uygulamalar yüzünden iflas noktasına geliyor...

   Sosyal Sigorta Dairesi’nin en büyük sorunu da budur...

   Kaçaklar kayıt altına alınamadığı sürece, sigorta dairesinin ayakta durabilmesi asla mümkün değildir...

   Gelelim Lefkoşa belediyesindeki duruma...

   Grev uygulamasının kalkması için, sendikaya sözler verilmişti...

   Maaşlar ödenecek, talep edilen haklar kabul edilecekti...

   Ama bu sözler yerine getirilmedi...

   Çalışanlar iki ayı aşkın bir zamandır maaş alamadıkları için perişandır...

   Bir tarafta salgın hastalık tehlikesi yaratan çöpler...

   Diğer yanda maaş alamadıkları için eylem yapan çalışanlar...

   Hükümet bu sorunu çözemedi...

   Belediye Başkanı çaresizlik içinde...

   İki hafta kadar önce Anayasa’nın bazı maddelerine atıfta bulunarak Sayın Cumhurbaşkanı’na Lefkoşa için ‘olağanüstü hal’ çağrısı yapmıştım...

   Buradaki amaç demokrasinin rafa kaldırılması değildir...

   Amaç; genel salgın tehlikesinin önlenmesi ve batan gemiyi yüzdürecek formüllerin bir an önce üretilmesidir...

   Başka türlü bir çözüm üretilemediğine göre...

   Halkın sağlığını korumak esastır!..