Adaletin terazisi bu ülkede hep sağ tarafa doğru ağır basıyor. Neden acaba???

Bu ülkede suç oranları oldukça fazla. Her türlü suçun işlendiği, her türlü olayın yaşandığı, her türlü insanın var olduğu bir yer olduk çıktık. İstisnasız her allahın günü bir olay. Bir kanal var açıyorsunuz ve haberler baştan sona kadar hep cinayet, soygun , darp, tecavüz, insan kaçakçılığı böyle gider ya . İşte tam da öyle bir ülke olduk yada var edildi. 


Yahu herkes kedinin tuttuğu fareyi konuşuyor. Dinazorun yediği aslandan kimsenin haberi yok. Haberi olanlarda o sofrada oturanlar oluyor zaten. Memleket sistemli ve düzenli bir  şekilde,  kimin banka hesabı kimin elinde belli değil. Düşmüşler et, ekmek, ilaç çalanların peşine. Bırakın bu işleri artık. Asıl HIRSIZ ve HIRSIZLIKLARIN döndüğü, emek ve alın terlerinin  çalındığı, hibelerin nereye gittiği, yatırım adı altında dolan şahsi hesapları, muazzam banka cüzdanlarını soran yok. 

Hep soruyoruz neden bu ülke de DENETİM yok diye. Ne DENETİMİ ya… Organize işlerde ne zaman DENETİM oldu. Bu ülkede denetim ancak , zavallı, düşkün çaresiz insanlar için var. Keza adalet de öyle. Ülkeyi soyar soğan çevirisin,  bir Allah’ın kulu ne yapıyorsun sen demez, diyemez.  İki kilo et çalarsın, bir ilaç çalarsın seyreyle cümbüşü. 

Elleriniz kelepçelenir. Manşetlerde boy boy resimleriniz.    Başlar yorumlar peş peşe. Eee be arkadaş senin sırtından geçinen, senin alın terini çalan, senin hakkını yiyenlen , çocuğunun geleceğini çalanlar, sen gece uyuyorken  satılan toprağın, sen köle gibi çalışırken , banka hesaplarına aktarılan paralar neden sorgulanmıyor? 

Çünkü bana dokunmayan yılan, bin yaşasın zihniyeti. Çünkü çalınan et , ekmek marketi ile ortaklığımız var. Çünkü çalınan ilacın eczanesi bizim. Çünkü bekliyoruz birleri bir yanlış yapsın da ver yansın yapalım. Çünkü bu ülkede işinin dönmesi için , bir siyasi illaki olacak hayatımızda.  Çünkü büyük başlara laf söyleyecek kadar cesaret, yapılan haksızlıkları soracak kadar gelişmedik. 

Okunan yazılara, yayınlanan haberlere yorum dahi yapmaktan korkan kesim var. Aman yeni aldım vatandaşlığımı iptal etmesinler. Aman kamu da çalışırım göze batmayım. Aman çocuğumu devlete koyacak, hiç bulaşmayım diye diye sırtına semer vurulandan farkı kalmayan bir kesim var. 

Et çalanı “VURUN KAHPEYE” misali taşlayana kadar , geleceği çalınan çocukları için hesap sorsak ya. Yemez ama  değil mi? Yemez tabi bırakın adaletin fakiri ezip geçmesini , toplum olarak da her zaman” KAZA YAPAN ARABAYA HERKES BAKAR” misali küçük şeyler ile oyalanmayı seviyoruz. Oysa büyük lokmalar kovalar ile taşınıyor kimi kimden bilen yok. Hırsızlık kötü bir eylem. Bir de hırsızlık, bin de hırsızlık. Ama açlıktan çalınan, çaresizlikten çalınan hırsızlık değildir. Asıl HIRSIZLIK kapatılması gerekenler için alınanlar, duyduklarını unutması için alınanlar, bir yerlerden nemalanmak için alınanlar, bir çok hakkı yemek için alınanlardır. 

Halk ev geçindirmek, evlat okutmak , sağlık almak  için gece gündüz çalışacak. Çaresiz kaldı diye gıda çalacak. Üç beş sadaka maaşı ile hayata kalmaya çalışacak. Öbür yandan da yapılanların haddi hesabı olmayacak. Ne zaman bir “ATEŞ YAKTINZDA DUMAN YIKMADI” önce onu bir düşünün. Ama ne demiştik “TECAVÜZ”eden 11 ay, Ekmek çalan 3 yıl mahkum edilen bir ülkede , nerede görüşmüştür AĞLARA hesap sormak. 


BIRAKIN  ET,  EKMEK ÇALANLARIN DAVLARINI DA GELECEĞİNİZİ KOVA KOVA ÇALANLARI ARTIK GÖRÜN. GÖRÜN VE ONA GÖRE KARAR VERİN. YILANI BESLEMEYE  DEVAM MI EDECEKSİNİZ? YOKSA BAŞINI MI EZECEKSİNİZ?…