Türkiye’de seçimler artık bitti ve tansiyon da önümüzdeki aylarda giderek düşecek…

Yazılı basının iç sayfa yazarlarının özellikle geç saatlerde netleşen seçim sonuçlarını o geceden yorumlama şansı pek fazla değil…

Türkiye gibi büyük bir nüfusa ve geç saatlere kadar oy bildirimi gelen geniş ve zorlu bir coğrafyaya sahip ülkelerdeki seçimlerin sonuçlarını da dolayısıyla bir gün sonra yorumlayabiliyoruz.

Tabii sadece bu iş için bekletilen ön sayfa “son dakika” seçim haberleriyle seçimi yerinde takip eden arkadaşlarımızın ilk değerlendirmeleri dışında…

Tekrar hayırlısı olsun diyoruz… Kıbrıslı Türklerin yaşam güvencesi olan Türkiye’ye daha müreffeh, daha kalkınmış ve çağdaş uygarlık yolunda ışıklı ufuklar dilerken;

Kıbrıs için de adil, kalıcı, güvenceleri sağlam ve siyasi eşitlik temelinde bir çözümün önünün açılmasını temenni ediyoruz.

Kıbrıslı Türkleri yuvarlandıkları uçurumun, ya da kör kuyunun dibinden ancak adada varılacak böyle bir çözümün zıplatacağını ve selametimiz yolunda her şeye rağmen en ciddi reçetenin de bu olduğunu düşünüyorum.

Türkiye’nin Kıbrıs’ta artık tüm tarafların yararına olabilecek bir çözümü önümüzdeki dönemde daha fazla zorlamasını da diliyorum.

Bu noktada pek çok esaslı sorunla karşı karşıya bulunan Ankara’nın, en azından Kıbrıs sorununu, varılacak adil bir çözümle halledip, diğer sorunlarına daha fazla yoğunlaşmak isteyeceğine de inanıyorum.

* * *

Kimilerinin aksine, ben ümidimi yitirmiş değilim. “Çözüm çok uzak” evham ve yılgınlığıyla çözümün peşini bırakmak Kıbrıslı Türkleri kurtarmıyor.

Aslında Rumları da kurtarmıyor. Kurtarmadığını, yakında onlar da daha iyi görüp anlayacaklar.

Bizim kadar dibe vurmuş olmasalar bile, Kıbrıslı Rumlar da geçmişe oranla birtakım sosyo-ekonomik sıkıntılar yaşamaya başlamışlardır ve özellikle Yunanistan’ın deyim yerindeyse “batması” Güney komşularımızı da endişelendirmeye başlamış durumdadır…

Yunanistan’ın ipine bağlı kalmanın” kendilerini de sosyo-ekonomik batağa sürükleyebileceğini açık açık söyleyebilmektedirler.

Benim tahminim yılsonuna doğru Kuzey’deki yapı tam anlamıyla iflas noktasına yaklaşırken, Güney Kıbrıs için de alarm zilleri acı acı çalacaktır.

BM ile kısacası uluslararası camianın da bu noktada daha etkin olması halinde neden bir çözüm olmasın?

Bir gerçeği unutmamak lazımdır.

En iyi barış anlaşmaları, en sürpriz siyasi çözümler, hep kötüye giden ve ilgili tarafların dibe vurmakta olduğu dönemlerde olur.

Bosna-Hersek örneğini hatırlayın… Eski Yugoslavya’da İnsanların birbirini parçaladığı ve özellikle Boşnak halkın toplu halde katliam çukurlarına gömüldüğü günlerde, “48 saat içinde bir barış anlaşması imzalanacak” demiş olsaydınız eğer Yugoslav halklarına;

Ya acı acı tebessüm ederler, ya da sizi bir güzel döverlerdi kendileriyle alay ettiğinizi düşünerek… Ama oldu işte öyle bir anlaşma…

Elbette Kıbrıs’ın eski Yugoslav toprakları gibi kan gölüne dönüştükten sonra bir barış anlaşması imzalama gerekliliğinin ortaya çıkmasını kimse istemez.

Lakin Kıbrıs’ta da durum böyle giderse;

Hem adadaki iki toplum arasındaki ilişkiler gerilebilecek hem de onların anavatanları arasındaki ilişkiler… Ayrıca Kıbrıs’ın her iki tarafında giderek kötüleşen sosyo-ekonomik koşulların bugünleri bile aratacağını ve bir çözümün kaçınılmaz olacağını giderek daha fazla Kıbrıslı Türk ve Rum’un anlayabileceği bir döneme giriyoruz kısacası…

* * *

Türkiye’deki son seçim kampanyalarında bu kez Kıbrıs konusunun başat bir propaganda unsuru olmayışı, hatta miting meydanlarıyla tartışma programlarında bile gündeme gelmeyişi bizim buralarda pek çok kişi tarafından, “Kıbrıs unutuldu, demek bir çözüm yok” şeklinde değerlendirildi genelde…

Oysa bence tam tersi… “İyi ki Kıbrıs, oradaki propagandalara malzeme olmadı” diye düşünüyorum ben… Olsaydı çünkü, hamasetin de malzemesi olacaktı ve belki de dozu kaçmış nasyonalist retorik ve sözlerle kendilerini bağlayacak olan siyasi partiler işi iyice çıkmaza sokabileceklerdi.

Bu olmadı ve bu kez Doğu ve Güneydoğu’daki sorunlar Türkiye’deki siyasi partilerin üzerinde odaklandığı propaganda unsurlarını teşkil ettiler. Kıbrıs meselesi unutulmadı ama fazla da kaşınmadı bu bağlamda…

Yine de… Siyasi tablo tam olarak netleşsin… Konuşuruz.