Telefondaki ses acı konuşuyordu:

 

                               “Ali Bey, Lefke’nin 35 yıldır uğradığı mağduriyetler konusunda yazdıklarınız umarım Lefke ve Batı bölgesini ayağa kaldırır ve masa başında Lefkoşa takımlarına çalışanlar bundan sonra hisar altında kendi aralarında top oynarlar”

                               Lakin esas korkunç iddiaları bu sözlerinden sonra geldi:

                               “Ali Bey, bu memlekette ‘Bakan ödenekli’ ve sırf Bakana eleştiri yapmaması için ‘kiralanan’ kalemler olduğunu, gazetelerinden çok ‘dıştan ödenekle’ beslenen bu tür yazarların spor camiasında da bulunduğunu biliyor muydunuz? Bunlardan bir tanesini bile ortaya çıkardığınız takdirde, arkası çorap söküğü gibi gelecek, inan bana”…

                               “Basında bazı yazarların bu tür anormal ilişkilere girdiğine dair ben de bazı duyumlar almıştım ama ortada somut bir kanıt olmayınca, hadise de haliyle iddiadan öteye geçemiyor, sen bana bunların isimlerini verebilir misin?” diye sordum ona…

                               “Sadece ‘ödenek’ değil, bir ‘meyhane masasına giden’ adamlar bile var ve dikkat et göresin, bazı Bakanlara alabildiğine saldıran bu cins adamlar, bazılarına da tek laf söylemiyorlar. Sadece buna bile bakarak, kimlerin ödenekli olup olmadığını anlarsınız. Siyasetin bütün pisliğinin bulaştığı futbolda da kalemlerini kiralayan bu adamlar arasında, sizin dediğiniz gibi ‘mevcut rejim’ adına bugün ‘Lefke’nin cellâdı’ görevini üstlenenler var. Bazı isimler konusunda benim de duyumlarım var ama işte bu işin de belgesi yok. Ancak araştırıyorum, belgesiyle, kanıtıyla bulursam, sen yazılarında deşifre eder misin bunları?” diye de ekledi.

                               “Sen kanıt getir, belge getir, alimallah yazmazsam görürsün” dedim kararlı bir şekilde…

                               “Uğraşacağını” söyledi.

                                           *                   *                   *

                               Bunlar gerçekten korkunç iddialar ama şimdilik sadece iddia…

                               Özellikle bazı makam sahiplerini savunmak için değil ama onlara hiçbir eleştiri yapmamaları için “beslendiği” ileri sürülen isimlere ulaşılırsa eğer… Büyük fırtınalar kopar demektir “necip” Kıbrıs Türk medyasında…

                               Ve fakat Lefke’nin, Lefkoşa’da üslenen futbol derebeylerinin “kurbanı” olarak seçilmesinde, ister sözde “yazar” olsun, isterse onları ödediği iddia edilenler olsun… Bu isimlerin kanıtlarıyla bize ulaşması, bir büyük kumpasın, Lefke ve bölgesindeki spor kulüplerine karşı hazırlanan tüm tuzakların ortaya çıkarılmasına da yardımcı olacaktır.

                               Bekliyorum ve bazı “medyatik ahlaksızlıkların” ölçüsünün ne boyutlarda olduğunu, tüm Kuzey Kıbrıs kamuoyunun da görmesini istiyorum.

                                           *                   *                   *

                               Gelelim Lefke’ye, Lefkoşa’nın futboldaki “hisar rejimi” tarafından kesilen cezalara…

                               - Efendiler, sizin Lefkoşa’daki Dükalığınız adına bu camiaya hesap kesmek, bedel ödettirmek, ceza vermek boyunuzu ve haddinizi aşar…

                               35 yıldır acımasız bir diskriminasyona tabi tuttuğunuz bir vatan toprağını ve üzerinde yaşayan insanları daha fazla cezalandıramazsınız.

                               BU ÜLKEDE HALA DAHA İNSANLARIN “SON UMUT” DEDİĞİ BİR YARGI ORGANI VAR…

                               Ve sadece Lefke Türk Spor Kulübü’nün davası değildir artık bu dava… Bıçak kemiğe dayanmış ve o güzelim vatan toprağı Lefke, Başkent Dükalığı marifetiyle ve Lefkoşa’da üslenmiş statüko tarafından ısrarla KKTC sınırlarının dışına atılmaya çalışılmaktadır.

                               Bölge insanının tek tesellisi, tek mutluluğu olan Lefke TSK başta olmak üzere, diğer spor kulüplerinin üzeri de, bu siyasi diskriminasyonun bir uzantısı olan Lefkoşa’daki futbol rejimi tarafından çizilmektedir.

                               Lefke TSK ve bütün Lefkeliler Yargı yoluyla bu diskriminasyon ve ırkçılık ölçüsündeki haksızlığın önüne geçmekle yükümlüdürler.

                               Yargıya güvenerek güçlü bir hukuk mücadelesi verilmeli, buna paralel olarak Batı bölgesinde ve Lefke’nin ilçe hakkının henüz gasbedilmediği dönemlerde idari olarak oraya bağlı yerleşim birimlerimizin kulüplerinin de katılacağı yeni bir Federasyon ve bölgesel bir Lig oluşturulmalıdır.

                               Beni telefonla arayan okuyucumun da belirttiği gibi;

                               Lefkoşa Dükalığının adamlarını bundan böyle sadece “hisar altında” top oynamaya ve dilediğine dilediği kupayı vermeye mahkûm etmek zorundadır Lefke ve bölgesinin insanları…

                               Kimbilir… Futboldaki Lefkoşa Dükalığının canını yaktığı diğer bölgelerimiz de ileride buna katılır, acımasız siyasi sistemin futbol rejiminin de belki bu vesileyle sonu gelir.

                               Onlar bu ülkenin Lefkoşa dışındaki bölgelerini toplu olarak darağacına göndermeye fırsat bulmadan…

-