Bir son dakika gelişmesi olmadığı takdirde, Lefke Türk Spor Kulübü Başkan ve Yönetim Kurulu bugün Güney Kıbrıs’taki Futbol Federasyonu (KOP)’un merkezine gidiyor.
KOP Başkanı’nın verdiği randevu üzerine… Orada Lefke TSK’nın KOP’a başvuru yapmasına ilişkin koşullar, prosedür ve bunun mümkün olup olamayacağı konuşulacak.
Belki olur, belki olmaz… Ama artık hiç kimse çıkıp da LTSK’ya;
“Ayıp ettiniz bu konuda Rum’a gitmeyecektiniz” demesin…
Derseler eğer, Lefkelilerin de onlara;
“Siz bizim gasbedilen haklarımız için ne yaptınız, Kuzey’deki siyasi rejim ve federasyonu ne kadar adaletli olabildi? KOP bize, kendi federasyonumuzun yaptığı adaletsizlik ve kinle nefret dolu saldırılardan daha fazla ne yapabilir? Bize, kendi ülkemizin federasyonu çerçevesinde sadece hakkımızı aradık diye verilen cezaları iki misline çarptıranlarla mı bu ülkede adil ve hakkaniyet çerçevesinde bir lig oynayacağız?” demeleri gerekmektedir.
Çünkü Lefke-Çetinkaya maçının gerek görüntülerini TV’lerden izleyenler, gerekse stadyumda bu maça gidenler bir tek paydada birleşiyorlar:
- Kupa Lefke’nin hakkıydı, hakkı yendi…
Bu bir yana, verilen cezalar konusunda da kamuoyunda şu görüş var:
- Böyle ceza olmaz, bu cezalar benzer diğer maçlarda meydana gelen olaylar nedeniyle verilen cezaların 2-3 misli… Federasyon Lefke’yi cezalandırmak değil, düşürmek istiyor.
LTSK’nın cezaların ağırlığı konusunda Tahkim Kurulu’na müracaatından sonra, iki misli ceza kararı çıkması karşısında ise, hemen herkes şu görüşte birleşiyordu:
- Bu kadarı da fazla… Federasyon Lefke’ye düşmanca davranıyor, onu çaresiz bırakıp adeta Güney’e itiyor.
Ve Lefke TSK’nın Genel Kurulunda, önce KKTC’ndeki Yüksek İdare Mahkemesi’ne, ardından da KOP’a başvurma kararının alınması sonucunda, taraflı tarafsız, Sağcı Solcu herkes en azından şu fikir birliğini paylaşıyordu:
- Keşke Lefke’yi bu kadar zor duruma sokup, futbol oynamak için Güney’e müracaat etmek zorunda bırakmasalardı. Ancak bu memleketteki sözde otorite bile, en azından bu raddeye gelmiş kritik bir konuda, ülkenin bir bölgesine ve bir kesim insanına karşı haksızlık yapmaya devam eden bir Federasyon yönetimine;
“Arkadaşlar siz özerk(!) olabilirsiniz ama yaptığınız hata son tahlilde ülke çıkarlarına da zarar verecek bir boyuta geldi, ya istifa edin, ya da bu konuda daha derin bir soruşturma ve araştırma başlatarak hatanızı telafi edin” diyemediği noktada Lefke’nin başka ne çaresi kaldı?
YİM’den de bir sonuç alınamadığı takdirde, Lefke ve bölge sporcuları ne yapsın?
Siyasetin tam da göbeğinde oturan Lefkoşa Dereboyu Federasyonu “böyle takdir etti” diye haksızlığa, hak gaspına ve adaletsizliğe boyun eğip otursunlar mı?
Çünkü bu federasyon, ne “Spordan sorumlu Bakan” dinliyor, ne diğer Bakanları, ne de Başbakan’ı…
Siz sanıyor musunuz ki güya “özerklikten” alıyor bu gücü?
“Gözüyle” güler herkes buna… Bu Lefkoşa futbol Dükalığı ile Dereboyu federasyonunun içinde öyle siyaset kaşarları var ki;
İktidardaki UBP’nin iç dengelerini de sarsabilirler, Bakan, vekil, ne varsa tehdit de edebilirler.
Bu konuda Meclis’te tarafsız bir araştırma isteyen ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı’ya nasıl tehditkâr bir üslupla saldırdıklarını hatırlayın…
Yoksa Lefkoşa Dereboyu Federasyonu, ülkenin seçilmişlerinin de üzerinde bir güce mi sahip ki bu cüretkarlığa girişebiliyor?
Peki Lefke TSK, bu kadar haddini aşan bir güruhun içinde daha fazla nasıl hak arayacak?
Kaldı ki, bugüne kadar kendi futbol camiasında hakkını aradı ama her seferinde daha fazla düşmanlık histerisiyle hareket eden bir Dükalığın gazabına uğradı.
Sayın “spordan sorumlu” Bakan bey… Sayın Başbakan ve kabinenin diğer “bakan” üyeleri…
Bugüne kadar hep baktınız ve futbolun Lefkoşa Dükalığı sizi, “Lefke bir şey yapamaz” diye ya kandırdı, ya da korkuttu.
Oysa hakları gasbedilen Lefke’nin şaka yapmadığı bugünkü KOP ziyaretiyle belli olacak…
Yine de geç değil… Lefke’yi ve futbolumuzu kaybetmek yerine, her fırsatta sağa sola “özerklik” adına posta koyanları tutun kulaklarından ve atın artık bir kenara… Bu kadar da acizlik ve zafiyetin adı başka olur çünkü…