Kıbrıs Türk halkı bugünkü parlamentodan memnun değildir...

   Neden mi?..

   Hizmet veremiyor da ondan...

   Haftanın iki gününde dahi düzenli bir şekilde toplanamıyor, toplansa bile milletvekilleri salonda oturmuyor...

   Acil yasalar zamanında geçirilmiyor, ülke sorunları derinliğine ele alınmıyor...

   Bazı iddiaları araştırmak için kurulan komiteler de sonuca ulaşmadan dağılıyor...

   Bugünkü Meclis’in en kıdemlilerinden biri olan ve bir sonraki seçimde aday olmayacağını açıklayan DP milletvekili Mustafa Arabacıoğlu “Bunca yıldır meclisteyim, bir kez olsun saatinde toplanabildiğini görmedim” diyor...

   Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Yektaoğlu, son 3 yılda 13 Araştırma Komitesi kurulduğunu, bunlardan sadece bir tanesinin karar üretebildiğini söylüyor...

   Bir başka milletvekili, meclisin güven yitirdiğini ve en erken bir zamanda seçime gidilmesi gerektiğini belirtiyor...

   Öyleyse; zaman kaybetmeye gerek yoktur...

   Bazı milletvekilleri ‘kaybetme’ korkusuyla böylesi bir düzenlemeye karşı çıkabilir...

   Ne var ki; bu noktada ana sorumluluk siyasal partilerindir...

   Parti yetkili kurulları karar verdikten sonra, kaybetme korkusundaki milletvekillerinin ‘karşı çıkışları’ etkili olamaz...   

  Halk, meclisin güven yitirdiğini ve erken seçimin artık kaçınılmaz olduğunu söylüyorsa; gerekli hazırlıklar başlatılmalıdır...

   Bunun için de ‘Anayasa, Siyasi Partiler, Seçim ve Halk Oylaması Değişiklik Komitesi’ halkın beklentileri doğrultusunda kararlar üretmelidir...

   En önemlisi de ‘bölgeciliği’ ortadan kaldıracak olan ‘tek bölge’ sistemine dönüştür...

   Parlamentoya seçilenlerin tümü, sadece ikamet ettiği bölgeye değil, tüm ülkeye hizmet etmek zorunda olduklarını bilmelidirler...

   İşte o nedenle Karpaz’dan, Yeşilırmak’a kadar tüm bölgelerin oyunu alanlar milletvekili seçilmelidir...

  Böylesi bir düzenleme, sadece seçmenler açısından değil, adaylar açısından da önemlidir...

   Mevcut sisteme göre; Güzelyurt bölgesinden milletvekili seçilebilmek için 3-4 bin oy yeterli olurken, Lefkoşa veya Gazimağusa’da seçim kazanabilmek için 25-30 bin oya ihtiyaç vardır...

   İnsan “adalet bunun neresinde?” diye sormaz mı?..

   Adam Güzelyurt milletvekili seçildikten sonra, öncelikli görevinin bu bölgeye hizmet olduğunu düşünür...

   Hükümet oluşumlarında da bakanlık koltukları yine bölgelere göre dağıtılır...

   Hükümeti kurma görevi alan kişi ‘parti içi dengeleri’ koruyabilmek için, başarılı olup, olamayacağına bakmaksızın tüm bölgeleri kapsayacak bir kabine oluşturur...

   Bakan atamalarında iki önemli kural vardır:

   -Bölgelerin tümünü memnun etme...

   -Başbakana sadakat...

   Bunca yıl hep bu iki kural üzerinde duruldu...

   Ama bu kuralların acı sonuçlarını halen yaşamaya devam ediyoruz...

   Dereler, ormanlar, göletler kurudu...

   Verimli topraklar lağım sularıyla örtüldü...

   Devlet; Türkiye’den sağlanan bunca yardıma karşın 1.5 milyar Euro borca sokuldu...

   Eğitimde, kaliteli insan yetiştirilmesinde dibe vurulurken, kanser hastalıklarında rekorlar kırıldı...

   Öyleyse; artık karar vermeliyiz:

   Tamam mı, devam mı?..