Konuk yazar Karakuş'un yazısı...
Yazmak benim için her zaman hayatımda önceliğim olmuş ve her zaman da kendimi çok iyi ifade edebildiğim tek yolum. Bazen kaçış bazen rahatlama yöntemim ve en güzel seçimimdir. Fakat ilk kez bu kadar çok cümlelerim bir birine karışıyor, ilk kez bu kadar parmaklarım acıyor satırlar arasında.
BU GÜN TAM 30 YIL OLDU….
Evet bu gün 6 MART. Her günü 1 yıl gibi yaşadık. Hala daha ağır aksak geçiyor 6 Şubat’tan bu yana günlerimiz. Her gün bir yıl kadar uzun geliyor bizlere.
ÇOCUKLARIMIZ…
El bebek gül bebek büyütüp yetiştirilen fidanlarımız. Kıbrıs’ın Mağusa bölğesin’de yeşeren fidanlarımız. Güzelyurt, Girne, Lefkoşa tüm bu güzel adada doğup büyüyüp çiçek açan çocuklarımız. Hepinize karşı ağır bir yükün altında kaldık. Bilseydik neler yapmazdık ki. Engel olabilseydik saniye durmazdık.
Dinmeyecek bir yürek acısı, bitmeyecek bir özlem var artık buralarda. Her evde sessizlik , dalıp giden gözler var. Koklanan çamaşırlar ele alınıp uzun uzun bakılan fotoğraflar var artık buralarda. Dermansız ayaklar koca bedeni taşımak da zorlanan ANNE ve BABALAR var artık buralarda.
Bu gün tam 1 ay oldu. Her günün bir yıl olduğu ve geçmesi zor olan tam 30 gün. Biliyoruz daha çok otuz günler böyle geçecek , daha çok böyle bir gün blr yıl ile eşdeğer olacak. Sanmayın ki her şey geçti bitti ve unutulacaksınız. Yok öyle bir dünya. Her daim, her zaman, her an sizleri yaşatıp büyüteceğiz. Taa ki görüş gününe kadar. Sözümüz sözdür MELEKLER TAKIMI…
Öğretmenlerimiz velilerimiz sizleri de her daim anmaktan hiç usanmayacak bıkmayacağız. Biliyoruz ki çocuklarımız öğretmenlerine emanet. Biliyoruz ki başlarında büyükleri var. Biliyoruz ki çocuklarımız emin ellerde. Bizler için zor olan sizler için daha zordu ama biliyoruz ki hep birlikte yine eskisi gibi orada toplarınız havada uçuşuyor.
O kadar çaresiz bıraktın ki, ortalığı feryat figan bırakıp çekip gittin ŞUBAT. 44 koca kış gördüm kendi adıma söylüyorum , ama hiç bu kadar kötüsü geçmedi hayatımda ve hayatımızdan. Uzun çok uzun geldi her gün her gece. Uzun süre de geçmeyecek gibi.
GÜZEL ANNELERİMİZ , GÜZEL BABALARIMIZ. O kadar güzel yetiştirmişsiniz ki fidanlarımızı bakın hepsi birer ÖLÜMSÜZ olarak bizlerde ve bizden sonra da unutulmayacak birer ŞAMPİYON olarak, yüreklerde yaşamaya devam edecek ve hepimizin evlerimizde hafızalarımızda güzel evlatlar olarak kalacaklar. Ellerinizden ve de ışığı sönen ama dimdik ayakta duran yüreğinizden saygı ile öpüyoruz.
Sizler gelince CENNET KUŞLARI
ASLA UNUTULMAYACAKSINIZ. Bu öyle sözde değil kuzular. Bunu yüreğimizle kalan gücümüzle söylüyoruz. Sizlerin hakkını sonuna kadar arayacak ve adalet hepiniz için sağlanana kadar durmayacağız. UNUTURSAK DA YÜREĞİMİZ KURUSUN…
Kötü hiç bir şeye dayanıklı değildir insanoğlu. Dışarıdan güçlü görünse de en zayıf noktadan yakalar hayat seni. Ama derdin derinliği kadar , dermanın da büyüklüğü vardır. Buradan sonra daha fazla yazılacak cümlem yok heybemde.
Ve RANTÇILARI…
Ve SAHTEKARLAR…
Ve YALANCILAR…
Ve DÜZENBAZLAR…
Ve HIZRSIZLAR…
O otelleri, o binaları , o haneleri başımıza yıkanlara buradan bir sözümüz var. Siz bizim başımıza betonları yıktınız, bizler de hak ve hukuk ile dünyayı başınıza yıkmakta geç kalmayacağız. Biz helallik de vermeyeceğiz.
Tüm dünya Çocuk ve Ölüm birbirlerinden uzak durması gereken bu iki kavram için ayağa kalmışken bu yüz yılda, bizlerin elinden kayan kaydırılan çocuklarımız için durmayacağımızı sakın unutmayın.
Dünya çocukların hatırına dönüyor. Para uğruna kıydığınız bile isteye ölüme yolladığınız her can için iki cihan’ da iki ömürlük müebbetsiniz artık. Bizler UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ.
HEPİNİZ YARGILANACAKSINIZ…
LALE DEVRİ NASIL BİTMİŞSE , SÜLALE DEVRİ DE BİTECEK…
KARAKUŞ