Kalp, kanser ve diyabetin yanı sıra, birçok hastalığın dikkat çekici boyutlara ulaştığı ülkemizde ‘sağlıksız beslenmenin’ rolü büyüktür...
   Bunu hiç kimse inkar edemez...
   Kuşkusuz stresli yaşam ve kötü alışkanlıklar da hastalıkları tetikleyicidir...
   En fazla da sigara...
   Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Kuzey Kıbrıs’ta da ‘kapalı yerlerde’ sigara yasağı getirilmişti...
   Sonradan bu yasak delindi...
   Neden?..
   Hükümetin ilgisizliği ve denetimsizliğinden dolayı...
   Birkaç lokanta bu yasağı delince, diğer lokanta sahipleri de müşterilerden baskı görmeye başladı...
   Lokanta sahipleri ise müşteri kaybetme korkusuyla ‘kül tablalarını’ yeniden meydana çıkardı...
   Küçük çocukların da hafta sonları aileleriyle birlikte gittikleri lokantalarda sigara içildiğini üzülerek görüyoruz...
   Lokanta sahibi “Ne yapayım, başkaları içiriyor, müşteri kaybetmemek için biz de yasağı kaldırdık” diyor...
   Peki Sağlık Bakanlığı nerede?..
   Eğer yasaklama kararı resmen kalkmamışsa, bu tehlikeli gidişata bir an önce ‘dur’ denmelidir...
   Gerekirse, sandalyesiz devlet memurlarından takviye alarak, tüm ada çapında yeniden denetimler başlatılmalıdır...
   Aksi halde sigara içenlerden daha çok içmeyenlerin zarar görmesi ve kalp, kanser hastalıklarındaki artışlar devam edecek...
   Devlet ya vardır, ya da yoktur...
   KKTC bir devlet ise kendi yasalarına sahip çıkmalıdır...
   Geçelim sağlıklı beslenme konusuna...
   Bunu iki başlık altında toplayabiliriz...
   Birincisi; sebzelerde kullanılan kanserojen ilaçlar ve hormonlar...
   Devletin bu konuda ciddi kararlar alması kaçınılmazdır...
   Yıllardır gündemde olan ‘Hal Yasası’ ivedilikle geçirilmeli ve piyasaya sürülecek tüm ürünler bir merkezde toplanmalıdır...
   Bu şekilde gerekli tahliller yapılabilir ve sağlıksız ürünlerin piyasaya sürülmesi engellenebilir...
   İkincisi ise; ülkemizde oldukça abartılan ‘hazır’ tüketimdir...
   Evlerin büyük bir çoğunluğunda anne ve babaların ‘iş yorgunluğu’ gerekçe gösterilerek yemek pişirilmiyor...
   Özellikle gençlere sağlıklı doğal ürünler yedirilmiyor...
   Üniversite çağına gelmiş, fakat hostesin, ayrellinin ne olduğunu bilmeyen gençler vardır...
   Pancar, ıspanak, karnıbahar, brokoli ve mantar gibi sağlıklı yiyecekler de birçok eve girmiyor...
   Gençler daha çok telefon siparişi ile hazır yiyecek tüketmeyi tercih ediyor...
   Günde iki kez kızarmış hazır yiyecek çağıran evler vardır...
   Böylesi bir alışkanlığın zararlarını öncelikle ailelere, sonra da gençlere anlatacak bir uygulama başlatılmalıdır...
   Tarım, Sağlık ve Eğitim bakanlıkları bu konuda işbirliği yapmalıdır...
   Kumyalı köyünde yaşayan ve 100 yaşına basan Naciye Nine’nin öğütleri herkese anlatılmalıdır...
   Uzun yaşamını ovalardan topladığı ayrelli, hostes, cinara, kazayağı ve mantara borçlu olduğunu söyleyen Naciye Nine’nin deneyimlerinden hepimiz yararlanmalıyız...
   Hiçbir katkı maddesi konmadan kendiliğinden yetişen sebzelerle, sağlık sorunlarını tamamen değilse bile kısmen azaltabiliriz...