Lefkoşa Türk Belediyesi’ndeki olaylar ve halkın haftalarca çöplük içinde yaşatılması ‘olası çözüm sonrasında’ iki bölgeliliğin yeniden tartışılmasına yol açtı...

   KIBRIS, bu ülkenin gözü, kulağı, sesidir...

   O nedenle her kesimden insan, şikayetlerini, beklentilerini, dilek ve temennilerini KIBRIS’a aktarır...

   Bunlar arasında eski bakanlar, deneyimli siyasiler de vardır...

   İsminin açıklanmasını istemeyen bir eski siyasinin söyledikleri üzerinde durmak istiyorum...

   Aynen şöyle dedi:

   “Kıbrıs sorunu çözüldüğü takdirde bizi yine şimdiki gibi beceriksiz insanlar yönetecekse, o zaman çözümün bana ne faydası olacak?.. Eğer çöplerim haftalarca toplanmayacaksa, yeşil park göremeyeceksem ve çocuklarımı pislik içinde büyüteceksem, ben iki bölgeli, iki toplumlu çözümü neyleyim?..”

   Eğri oturup, doğru konuşalım...

   Bu değerlendirme gerçekçi değil midir?..

   Eğer bizleri yine bu şekilde idare edeceklerse ve şimdiki gibi güneyi kıskanır olacaksak; o zaman bu çözüm bize ne getirecek?..

   Tek kimlik, tek vatandaşlık dışında ne getirecek?..

   Kıbrıs Türk halkının, diğer AB üyesi ülkelerde olduğu gibi temiz bir çevrede yaşama hakkı yok mudur?..

   Kıbrıslı Türkler yine ölüm korkusu çekerek kaldırımsız yollarda mı yürüyecekler?..

   Kıbrıslı Türklerin yeşil park ihtiyacı yok mudur?..

   Ağaçlandırılmış bir kentte yaşamak isteyen insanlar ne yapacak?..

   “Beni Rum idare edemez” diyerek, çöplerin içinde mi yaşayacak?..

   Çöplüğün içinde yaşadığı takdirde, nasıl bir sağlıklı yaşam sürdürecek?..

   Çocuklarını nasıl yetiştirecek?..

   Öyleyse; iki toplumlu, iki bölgeli çözüm talebinden vaz mı geçelim?..

   Vazgeçmeyelim...

   Çünkü; tek bölgeli bir çözüm olduğu takdirde, o zaman da işin içine ‘ırkçılık’ karışacak...

   Kıbrıslı Türklerin bu konuda Kıbrıslı Rum siyasilere güveni yoktur...

   Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması sonrasında Makarios başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nun, Fota yolunun asfaltlanması için karar alamadığını, yıllar sonra yine eski bir Rum bakandan öğrenmiştik...

   Rum köylerinin tamamı Amerikan asfaltı ile kaplanırken, Kıbrıslı Türklerin yaşam sürdüğü Fota köyüne asfalt yol yapılmasının, dönemin Çalışma Bakanı Tassos Papadopulos tarafından nasıl engellendiğini Nikos Rolandis açıklamıştı...

   Öyleyse; olası bir çözüm sonrasında Kıbrıslı Rum Belediye Başkanı’nın, Lefkoşa’nın Türk kesimindeki yollara, Rum kesimindeki yollar kadar önem verebileceğini şimdiden iddia edemeyiz...

   Bu güvensizliği ortadan kaldırabilmek için uzunca bir süreye ihtiyaç vardır...

   Neticeye gelelim...

   Tamamen çaresiz miyiz?..

   Hayır değiliz...

   KKTC’yi ‘sil baştan’ yaratabildiğimiz takdirde, milletvekilliği, bakanlık, müdür ve müsteşarlıklar gibi, belediye yönetimleri konusunda da yeni bir sayfa açabiliriz...

   Yani denetlenebilen ve halka hizmet veren bir sistem getirmeliyiz...

   Başkalarına umut bağlamak yerine, yetenekli insan potansiyelimizi harekete geçirmeli ve güzel ülkemizi süratle toparlamalıyız...

   Kararlı olursak, her alanda başarı sağlayabiliriz...

   Kuzeydeki yaşamın kalitesini yükseltmek, kalıcı bir çözüm açısından da şarttır...

   Aksi halde cılız insanlar, hafif bir rüzgar estiğinde yok olup giderler...