Konuk yazar Karakuş yazdı...
Sıcaklar bir yandan, zam adı altında hükümettin verdiği yangın bir yandan, saçma sapan projeler öte yandan. Ülkemiz dünya ülkeleri arsında , en pahalı ülke olma yolunda sağlam adımlar ile ilerliyor.
Artık bir tavuk, yarım kilo patates, yarım kilo domates kısacası, bir poşet alış veriş 500 TL.. Her ay o elektirk HARAÇ faturaları 2000, 5000, 7000 TL.. Su faturaları kanalizasyon, temizlik ve aydınlatma hayali icraatlar adı altında 700, 1000, 1500 TL. Trafik ceza harçları asgari ücret kadar. O akaryakıtı sanki petrol kralından alıyoruz. Her hafta bir geri, iki ileri zamlarla hep gündemde. Sağlık ilaçları direk almayın ölün misali. Hoş sağlık da zaten biteli çok oldu.
Eğitim yılının yaklaştığı şu günlerde, okul harçlarının servet değerinde olacağını da bilmeyenimiz yok sanırım. İnsanlar artık mutfak masrafına yetişemiyor duruma gelmişken, çocuk okutmak şöyle dursun. Eğitimin de artık ne yazık ki bittiğini Her gün görüyoruz. 1357 öğrencimizin geleceğinin direk çöpe atılmasına hep birlikte şahit olduk ne yazık ki. Yazık ki ne yazık..
Market reyon fiyatları saatlik değişiyor artık. Reyon etiket fiyatı başka, kasa fiyatı başka. Dün alınan sağlık ilacı bir sonraki gün bir katı fazla. Her eczane de bir fiyat. Her markette farklı farklı fiyatlar. Denetimsizlik sayesinde haramiler soymaya devam ediyor. Bir yetkilinin de bu durumdan rahatsızlık duyduğunu göreniniz var mı? Herkes tabağını doldurmakla meşgul hep. Herkes banka hesaplarını, kabartma derdinde.
Fuzuli ne kadar iş varsa bu ülkede yapılmaya devam ediyor. Halkın hakkını yiyerek, alarak, vergi adı altında alın terine ortak olarak ülkede , olmaması gereken ne kadar şey varsa hepsini yapıyorlar. Kaçak et , kaçak insanı bitmiyor. Kaçakçılık bitmiyor. Hırsızlık dolandırıcılık bitmiyor ve her geçen gün büyüyor. Parsel parsel topraklar peşkeş çekiliyor.
Akşamdan sabaha ülkede her şey değişiyor. Halkın aleyhine, birilerinin lehine bu çark dönüyor. Gençlerimizin en ufak bir umudu kalmadı artık. Eğitim almanın bile bu kadar zor ve haksızlıklara dolu olduğu bir ülke. Ayranımız yok içmeye atla gideriz çeşmeye. O kadar tadilat ve yapılması gereken okul varken. İlaç eksiklerimiz varken. Araç ile yolda seyhat edecek yolumuz ve o yollarda ışık yokken TÜNEL yapasınız tuttu. Hangi faturaların bedelleri bunlar bilmiyoruz .
Devlettin bütün açığını halk karşılıyor. Ellerine verilen 3 kuruş maaşı nasıl geri alacaklar şaşırıyorlar. Olmadık işler yaparak, olmadık fahiş fiyatlar ile elzem olan her şeyi zamlayarak geri alıyorlar. Gözleri ne sağlık ne eğitim görmüyor artık. Bu ülkenin halkı gelmiş geçmiş en kötü yıllarını yaşıyor. Umutların tükendiği ve geleceğin asla görünmediği kötü yıllar.
İki adım ötede duran komşu ülkeye show üstüne show yapıyorlar. Kendilerini asla ezdirmeyeceklerini , eşit egemen iki devlet olacaklarını her fırsatta söylüyorlar. Bu ülkeye kimsenin bi şey yaptığı yok. Bu ülkeye bu kadar zulümü koltuk sahipleri yapıyor. Halkını koruyup kollamak yerine, her gün ezerek , her gün elinden yaşama hakkını alarak yaşatılıyor.
Denetimsiz, başıboş bırakarak halka sahip çıkılmaz. 3 kuruş maaşa tabi tutarak onunda ellinden geri alarak ne ülke yönetilir ne de bu halkın başı olunur. Bu ülkenin emekcisi terini akıta akıta çalışıyor. Bir ekmeğe muhtaç kalmamak, evlatlarına gelecek hazırlamak için gece gündüz çalışıyor. Fakat ne yazıktır ki, bir arpa boyu yol kat edemiyor sayenizde.
Temel ihtiyaçlarını karşılayaman aileler, yetersiz beslenme, sağlık ve tabi ki konut sorunu gibi sıkıntılar ile karşı karşıya kalıyor. Ekonomik ve sosyal sorunları var edenler ile çözümü bulmak aynı merciye düşmesi ne kadar acı. Çünkü bile isteye bu kadar sıkıntıyı var edenlerin, görüyoruz ki ne gözleri , ne kulakları ne de düşünceleri çözümlere kapalı.
GÜN GELECEK BU DEVRAN DÖNMEYECEK ARTIK ÇÖKECEK.
ADALET, DENETİM, DUYARLILIK, YÖNETİM VE BU ÜLKEDE REFAH SAĞLANACAKTIR ELBET...
ŞİMDİLİK YİYİN EFENDİLER YİYİN…
KARAKUŞ