Ülkenin her yanı pislikle kaplandı...

   Dağlar, ormanlar, yollar, sokaklar, hatta beş yıldızlı otellerin bulunduğu bölgeler pislik içinde yüzüyor...

   Hepsinden önemlisi turizm kenti Girne’de lağım sularının kordon boyunda denize boşaltılmasıdır... 

   Bir tarafta balık avlayan insanlar, diğer tarafta denize boşaltılan mikroplar...

   Girne belediyesi bu soruna köklü çözüm bulabilmek için çalışıyor...

   Ama yeterli değil...

   Nüfusun en fazla patladığı bir kent olan Girne için kalıcı proje üretebilmek çok zordur...

   Küçük bir kentin nüfusu 4 binden, 200 bine ulaşmışsa, bununla baş edebilmek kolay değildir...

   Diyelim ki; arıtma tesisinin kapasitesini 200 bin nüfusa göre artırdınız...

   Bir yıl sonra bu da yetersiz olacak...

   Öyleyse; iki seçenek vardır:

   Birincisi, nüfus konusunda kalıcı bir rakam belirlemek ve o noktada durmak...

   İkincisi, turizmi gözden çıkarıp, lağım sularını hiç arıtma yapmadan denize boşaltmaya devam etmek...

   Halbuki; yıllardır turizmin gelişmesi için çırpınıyoruz...

   Ambargoların kalkması, özellikle Ercan’a doğrudan uçuşların başlaması halinde, turizmin gelişeceğini, böylece ekonomik sıkıntıların önemli oranda azalacağını söyleyip, duruyoruz...

   Ama turizmin gelişmesi için gerekenleri de yapmıyoruz...

   Çevreye hiç önem vermiyoruz...

   Yaşadığımız yerleri bile çöplerle kirletiyoruz...

   Turizm kenti Girne’nin birçok eksiği vardır...

   Arıtma bunların başında geliyor...

   Bir diğer sorun da yolların ve park yerlerinin yetersizliğidir...   

   Diyelim ki; tüm dualarımız kabul olundu...

   Bir günde Ercan’a 30 uçak kondu...

   Her uçağı 200 yolcu ile çarptığımız zaman, bunun anlamı 6 bin kişidir...

   Yarısını Girne’ye gönderseniz, turist otobüsleri kent içine giremez...

   Güney’den 300 kadar araç geldiği zamanlarda Girne trafiğinin nasıl felç olduğunu unutmuş değiliz...

   Park yeri bulamayanlar kaldırımları işgal ediyor ve yürüyecek yer bulamayan yayalar, araçların arasından can korkusuyla ilerliyor...

   Etraf eksoz kokusundan geçilmiyor...

   Halbuki Girne, KKTC’nin göz bebeğidir...

   Kuzey Kıbrıs’a gelen yabancı turistler kadar, Rum komşularımızın ilk uğradığı kent yine Girne’dir...

   Önümüzdeki sıcak yaz günlerinde plajlarımızın, bar ve restoranlarımızın bugünkünden çok daha fazla ilgi göreceği gerçeğinden hareketle Girne için birşeyler yapılmalıdır...

   Geçelim Lefkoşa’ya...

   Belediye çalışanlarının örgütlü olduğu sendika tarafından başlatılan grevin 14’üncü güne ulaşması nedeniyle her taraf çöplerle örtülmüş vaziyettedir...

   Salgın hastalık tehlikesi kapıdadır...

   Bunu sonlandırmak için karar üretmek gerekiyor...

   Ya ilgili sendika ile uzlaşı, ya da olağanüstü hal ilanı!..