Lefkoşa Türk Belediyesi’ndeki grev 13. güne ulaştı...
Çöp dağları yükselmeye devam ediyor...
Belediye başkanının eli kolu bağlı...
Sendika ile görüşme yapamıyor...
Hükümetle ortak bir strateji belirleyemiyor...
Para toplayamadığı için maaş ödeyemiyor...
Öyleyse ne yapmalı?..
Devletin zirvesi, çöp dağlarının daha da yükselmesini ve ülkede salgın tehlikesinin başlamasını mı bekleyecek?..
Yoksa, tarafları uzlaştırıcı bir formül mü üretecek?..
Tarafların uzlaşması doğru olandır...
Uzlaşı olursa, hem çalışanlar rahatlar, hem de Lefkoşa pislikten kurtulur...
Fakat uzlaşı sağlanmazsa, bu tehlikeye son verecek adımlar hemen atılmalıdır...
Bir gün daha gecikmeye tahammülümüz yoktur...
Dünkü yazımda, Cumhurbaşkanı’nın anayasal yetkilerini anımsatmıştım...
Bugün bir kez daha tekrar ediyorum:
Madde 124: Tabii Afet ve Ağır Ekonomik Bunalım Nedeniyle Olağanüstü Durum İlanı...
Sözkonusu maddeyi birlikte okuyalım:
“Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi üç ayı geçmemek üzere, olağanüstü durum ilan edebilir.”
Madde 128: Şiddet Olaylarının Yaygınlaşması ve Kamu Düzeninin Ciddi Şekilde Bozulması Nedenleriyle Olağanüstü Durum ve Sıkıyönetim Süresince Yasa Gücünde Kararname Çıkarma Yetkisi...
Anayasa’nın 124. maddesindeki yetkiyi daha da kuvvetlendiren Madde 128’i okuyalım:
“Olağanüstü durum ve sıkıyönetim süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü durumun veya sıkıyönetimin gerekli kıldığı konularda, yasa gücünde kararname çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlanır ve derhal Cumhuriyet Meclisi’nin onayına sunulur. Bu kararnameler, Cumhuriyet Meclisi’nin üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu ile reddedilmedikçe, olağanüstü durum ve sıkıyönetim süresince yürürlükte kalır.”
Halk adına, sayın Cumhurbaşkanı’na çağrı yapmak istiyorum...
Sıcakların artması karşısında Başkent Lefkoşa’da biriken çöplerin ciddi salgın tehlikesi yarattığını bir doktor olarak bizlerden daha iyi biliyorsunuz...
Tarafları uzlaştırma konusunda başarı sağlanamadığı takdirde, bu kötü gidişatı durdurmak için Anayasa’daki yetkilerinizi kullanmak zorundasınız...
Binlerce ton çöp evlerimizin önünde, çocukların okullarında, alışveriş mağazalarının ve lokantaların giriş kapılarında duruyor sayın Cumhurbaşkanı...
Kedilerin parçaladığı bakkal poşetlerinden savrulan pislikleri soluyarak yaşayamayız...
Grev bir hak ise, vatandaşın sağlığını koruma altına almak da bir haktır...
Tekrar ediyorum, bir gün daha beklemeye tahammülümüz yoktur...
Halk artık sonuç bekliyor...
Rahatlatıcı bir sonuç istiyor...