Bana göre - daha şimdiden - 2011 yılının en büyük şakası;
Ne sıradan bir “güzelin” Meclis Başkanı Bozer’e, öyle olmadığı halde “Kainat Güzeli” diye takdim edilerek, KKTC’nin en yüksek organında kabul görmesidir…
Ne de söz konusu çakma “Kainat Güzelini” kabulü esnasında “KKTC bir dünya devleti olduğuna göre, bir dünya güzelini ağırlama onurunu” yaşadığını ifade eden Meclis Başkanı’nın “veciz” konuşması…
Başbakan İrsen Küçük sadece 2011’in değil, bence önümüzdeki 10 yılın da en büyük şakasını yaptı geçtiğimiz gün yapılan “meşhur” UBP Parti Meclisi toplantısında…
15 günden beridir Başbakan Küçük ve yeni oluşturduğu kabineye ağızlarına gelen her hakareti ve suçlamayı yapan, kendi partilerinin Genel Başkanı’nı neredeyse düşman ilan eden ve son PM toplantısında dahi onu acımasızca yerden yere vuran isyancılara karşı İrsen Bey’in yanıtına bir bakar mısınız?
“Beklenti içinde olan arkadaşlarımın bu dönem görev almamaları veya görev devreden arkadaşların üzüntülerini hatta kızgınlıklarıyla tepkilerini tabanımıza ve halka hizmet aşkına bağlıyorum”…
Olamaz böyle bir şey…
Başbakan’ın en büyük tepkiler karşısında bile soğukkanlılığını korumaya özen gösteren ılımlı ve diğerlerine oranla daha demokrat bir kişiliğe sahip olduğunu biliyordum da… Bu kadar “cool” ve böylesine muhteşem espri yeteneğine sahip olduğuna ilk kez tanık oluyorum…
UBP’ndeki isyancı hareketin Başbakan Küçük’e yönelik “kalkışmalarındaki” üslubu(!) baştan sona izleyenler de sanırım İrsen Bey’in onları kastederek sergilediği bu keskin espritüel söylemi karşısında oturdukları koltuktan katıla katıla kahkahalar atarak kendilerini yere atmışlardır…
Ve eğer yolda bir yerlerde yürüyorlarsaydı da, tökezleyip ya kaldırıma kapaklanmışlardır, ya da asfaltın üstüne düşüp kesin sakatlanmışlardır.
İrsen Bey’e yönelik değil ama o sözlerin muhatabı olanlar için elbette gülmekten sakatlanmıştır insanlar…
Bence “kızgınlık ve tepkilerini halka hizmet aşkına bağlıyorum” tümcesinden sonra, İrsen Bey de kendini zor tutmuştur katıla katıla gülerek kürsüden yere yuvarlanmamak için…
Ya “koskoca” UBP Parti Meclisi’nde o kadar adam kendilerini nasıl tutup gülme krizine girmediler acaba?
İnandılar herhalde Başbakan’ın isyancıların “halka hizmet aşkını” takdir eden ifadelerinin derinliğine…
Jetonları daha sonra düştü mü bilemem ama… Herhalde UBP tarihinde böylesi keskin bir espri yeteneğine sahip Genel Başkan’a tanık olmamışlardır. Bunu, belki ileride takdir edeceklerdir onlar da…
Vallahi helal olsun İrsen Bey… Bir kamyon dolusu ağır laf etti isyancılar sizin hakkınızda… “Necip Kıbrıs Türk Medyası”ndaki “ilişik adamları” bile sürdüler ilk günlerde üzerinize isyanın “sansasyonunu” artırmak için…
Bunlara cevap vermek için tonlarca ağırlıkta sözler gerekirdi.
Lakin siz hiç fazla yormadınız kendinizi…
Bir tek tümce yetti hepsinin kamuoyu nezdindeki notlarının belirlenmesine…
İsyancıların “kızgınlık ve tepkilerini halka duydukları hizmet aşkına verdiğinizi” belirttiniz ya… Bundan daha anlamlı bir cevabı inanın böylesi bir isyana muhatap olan pek çok Başbakan veremezdi…
Aynı şekilde keskin bir zekâ ve espri yeteneğine sahip olan CTP Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer’in bile, önümüzdeki 10 yıl içerisinde bundan daha isabetli bir espri üretmesi gerekecek şimdi…
* * *
İlk “şakayı” UBP’de isyan eden statükonun önde gelenleri yapmış oldu, sonradan isyana taktıkları “kulp” olan “değişim ve daha fazla icraat talepleriyle”…
İrsen Bey’in esprisi ise onların kaba şakalarını yerle bir etti.
Lakin, unutmamak gerekir ki;
Aslında 19 Nisan 2009’dan bu yana UBP iktidarı, bu halka karşı “en kötü şaka” halini aldı…
Neylersiniz ki bugün buna muhatap olan halkımız elleriyle davet etti bu “kötü şakayı”…
Şimdi yerinmek, ağlayıp sızlamak, pişmanlık getirmek nafile…
Kıbrıs’ın Türk halkı, eğer isyancılar ve İrsen Bey kadar espri yeteneğine sahipse… Seçim sandığının kurulacağı gün yapmalıdır “iktidara şakasını”…
Yapamazsa da, sürekli “şakalanmaktan” dolayı isyancılardan beter hale gelecektir…