Elmaziye Konyalıoğlu, gerçek bir Kıbrıslı...

   Akdeniz (Ayirini) köyünde dünyaya geldi...

   Yaşı 75 ve şimdilerde Karşıyaka (Vasilya) köyünde yaşıyor...

   Kocası yok...

   Çocuklarından ikisi felçli çalışamıyor, çalışan iki çocuğu ise çok fakir...

   Öyleyse ayda 589 TL sosyal yardım maaşıyla geçinmek zorunda...

   Et mi?..

   İmkansız...

   Kilosu 30 TL’den et alabilmesi imkânsız...

   Maaşın önemli bir kısmı zaten ilaçlara gidiyor...

   Geriye kalanıyla makarna, bulgur, zeytin, ekmekle idare edebilirse ne mutlu ona...

   Bu yaştaki bir insanın, elektriksiz yaşaması mümkün değil...

   Ne var ki; geliriyle elektrik faturalarını da ödeyemez oldu...

   Borcu 3 bin 672 TL’ye ulaşınca elektriği kesildi...

   Burada dramatik bir olay yaratıp, yaşananları istismar etme gibi bir niyetim yok...

   Amacım; Elmaziye Hanım gibi nice zor durumdaki yaşlıların durumunu ve Elektrik Kurumu’nun yaşadığı sıkıntıları irdelemektir...

   Elektrik Kurumu’nun bu olaya insani yaklaştığını anlamak zor değildir...

   Ödemenin yapılabilmesi için aylarca bekledikten sonra, Elmaziye Hanım’ın elektriğini kesmek zorunda kaldılar...

   Çünkü; kurumun ayakta durabilmesi için de tahsilat yapması gerekiyor...

   Öyleyse; bu gibi durumlarda, açlık sınırındaki insanlara devlet elinin uzanması gerekiyor...

   Kurum, verdiği elektriğin parasını tahsil etmek zorundadır...

   Ama sadece Elmaziye Konyalıoğlu gibi fakir fukaranın değil, ensesi kalın olan, fakat hiç ödeme yapmayanlara da aynı uygulama yapılabilmeli...

   Para ödemeyen devlet dairelerinin, kurum ve kuruluşların da elektrikleri kesilmeli...

   İster Elektrik Kurumu olsun, ister diğerleri...

   Tahsilatlar aksadığı takdirde, o kurumun ayakta durması söz konusu olamaz...

   Belediyelerdeki durum da bundan farksızdır...

   Lefkoşa Belediyesi hala maaşları ödeyemedi...

   Vatandaştan 35 milyon TL alacaklı olan bir belediye, 3 milyon TL tutarındaki maaşları ödeyemez duruma geldi...

   Çalışan personel sayısı fazla olabilir...

   Ancak Başkan Cemal Bulutoğluları’nın ‘yufka yürekli’ oluşunu da görmezden gelemeyiz...

   Aylarca fatura biriktiren ve hiç ödeme yapmayan insanların suyunu kesmeye kaltığında, iki damla gözyaşı, işsizlik ve açlık mazaretleri onu etkiliyor ve “İnsanların suyunu bir süre daha kesmeyin” diyebiliyor...

   İhtiyaçlı insanlara yardımcı olmak başta devletin görevidir...

   Ama hizmetlerin karşılığı alınmazsa, o kurum Lefkoşa Belediyesi gibi maaş ödeyemez duruma gelir...

   Çalışanlar maaşlarını zamanında alamadığı takdirde, borç taksitlerini, okul parasını, elektrik faturasını da ödeyemez ...

   Böylesi bir gelişme zincirleme sorunlara yol açar ve çok tehlikeli sonuçlar doğurur...

   Lefkoşa Türk Belediyesi’nde çalışan ve evine ekmek götüremez durumda olan insanlar biliyorum...

   Onları daha fazla açlığa terk edemeyiz...

   Borçlu olan herkese, elindeki faturanın hiç olmazsa bir kısmını belediye veznesine yatırmaları çağrısında bulunmak istiyorum...

   İçinden geçtiğimiz sıkıntılı günler, daha çok dayanışmayı ve daha çok anlayışı gerektiriyor...