Karakuş'un köşe yazısı...

Teknolojik çözümler de en başarısız ülkeyiz. Ülkenin her otoban girişine,   mobese kameralı döşediler ama daha işe yaradıkları görülmedi. Ülkenin güvenlik açığı giriş/ çıkış/ yollar/ kurumlar ve aklınıza gelebilecek  her yerde alabildiğine var. Şimdi ise Kablo çalınmış… Şaşırdık mı? HAYIR…
Elektrik kablolarına yerleştirilecek sensörler ve güvenlik sistemleri, anlık izleme ve alarm sistemleriyle donatılarak hırsızlık olaylarına daha hızlı müdahale sağlanabilirliği düşünemeyecek kadarsınız. Eşşeğini çaldırıp sonra da bulanlardansınız. 

Hırsızlığın bu kadar kolay yapılabildiği, sıradanlaştığı, belki de çok yakında normale döneceği bir ülke olduk ve tabi  ki bu arada “HIRSIZLIK” göz  göre  göre yapılan bir eylem de olma yolunda ilerlemekte. Baştan başlayarak aşağıya doğru gidiyor. Her geçen gün bir olay, bir yerler soyuluyor , şirketlerin  alacakları sirkat ediliyor. Evler açılıyor, elektrik kabloları çalınıyor. Her yerde gasp var. 

OLUR NEDEN OLMASIN?

Bu kadar güvenlik zafiyeti olan yerde , bu kadar caydırıcı  cezaların olmadığı  bir ülkede HIRSIZLIĞIN KRALI olur. Nasıl bir şey bu ya? Devletin bir kurumu olan hemde, bel kemiğini oluşturan bir kurumun deposundan, kilit kırılıp elektrik kabloları çalınıp hurdacıya satılıyor. Hemde 103 BİN TL karşılığında. Aldıkları 30 bin/40 bin TL üzeri maaşlar yetmiyor. Mesailer yetmiyor. Hep daha fazla, hep daha çok,  hep bana, bize diye diye işte böyle bu hallere düşüyor ve ülkeyi de bu kadar yaşanılmaz hale getiriyorlar. 

Ekmeği çalanı anlarız da , be kardeşim bir kurumun hemde çalışanları tarafından, metal hızsızlığı yapacak kadar güvenlik açığının olması  ne demektir? Neden büyük HIRSIZLIKLARIN  hepsi DEVLET  bacağından gerçekleşiyor? Bu insanlar , bu kadar cüretkarlığı kime ve neye güvenerek bulup yapıyor?  Yahu nasıl bir ülke olduk? Artık bireysel hırsızlıklar yerini yavaşça, organize suç örgütüne bırakıyor. 

Bu tür hırsızlıkların yaygın olması, enerji altyapısında ciddi sorunlara yol açabiliri hiç düşünmeyen ve bunun güvenliğini sağlayamayan bir YÖNETİM var. Elektrik kablolarının çalınması, enerji şebekelerinin güvenliğini tehdit edebileceğini ve kesintilere neden olabileceğini vede dahi arızalarda yenilenemeyeceğini bilmeyen ve hatta umrumda olmayan bir YÖNETİM  var. Keza  toplumda rahatsızlık yaratığını da göremeyen , kulak asmayan , rahatsız dahi olmayan bir YÖNETİM  var. Yada tüm bunlara göz yuman , kulak tıkayan bir YÖNETİM kim bilir. 

Et çalan şu an içeride cezasını ödüyor. Ekmek çalan şu sıra  içeride aç olmasının cezasını ödüyor. Devleti her şekilde vuranlar hala sokakta. Şimdi bu kabloları çalan yiğitlerin akıbeti ne olacak acaba? TERFİ, KADRO, MAAŞ ZAMI hangi ödül bekliyor onları? Hiç kusura bakmayın sayın yetkililer mazi belli. Bir ülkede hırsızlıklar çoksa , birileri uyuyor demektir. Birilerinin umrunda olmayan bu tarz kötü eylemlerin çoğalması en büyük etkendir. 

Hırsızlıkla mücadelede, sadece cezalandırma değil, aynı zamanda suçun kök nedenlerine odaklanan kapsamlı bir strateji benimsemek önemlidir. Tabi bunu bu ülke için söylemiyorum. Çağdaş ve ülkesinin refahını cebinden daha çok düşünen yönetenlerin izleyeceği ve görevini yerine getirenler için söylüyorum. Suç oranlarını azaltmada etkili tek bir hamle yok. Tek bir caydırıcı ceza yok. Bakınız işlenen suçlar nasıl katlanarak devam ediyor. Tecavüz’den hüküm yiyenlere bakın, onun ardından ne kadar daha aynı suçunun işlendiğine de bakın. Hırsızlıkların hükümlerine bakın ve devamına da bakın. 

Bir gün yatağınızdan alınacaksınız, bir gün arabanız evinizin garajından çalınacak. Bir gün markete soyulacaksınız. Bir gün gelecek herkes herkese istediğini yapabilecek. Bu güne kadar bu ülkede kalıcı, kati ve çözümcü hiç bir hamle olmadı. Güvenlik açığının faturasını bir yandan POLİS, öbür yandan HALK ödüyor ödemeye de devam edecek. 


BU ÜLKEYİ BESLEYEN…

BU ÜLKENİN BAŞINADAKİLERİNE MAAŞ VEREN…

BU ÜLKENİN , HER YANLIŞININ BEDELİNİ ÖDEYEN…

HALK VE EMEKÇİDİR

ÇALINAN KABOLARIN FATURASINI DA ÖDERLER SÖZÜ BİLE OLMAZ. 

ALLAH ÇARŞINIZA GÖRE PAZAR VERSİN DEVLET-İ ALLİYE BÜYÜKLERİ…


KARAKUŞ