Karakuş'un köşe yazısı...
Asgari ücret, her ülkede işçi ve işveren arasındaki dengeyi sağlayan en temel ekonomik unsurlardan biridir. Ancak, ne yazık ki, KKTC’de bu denge uzun yıllardır tartışmaların odağında. Her asgari ücretin belirlenme süreci, çalışanların geçim mücadelesine dair umutlarını artırmak yerine, çoğu zaman hayal kırıklıklarıyla sonuçlanıyor. Peki, bu sistem neden işlemiyor ve neden asgari ücret belirlenmeden “çöp” ediliyor?
KKTC’de asgari ücret, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak bir seviyede belirleniyor. Gıda fiyatlarındaki artış, kira bedellerinin fahiş düzeylere ulaşması ve enflasyonun yüksek seyri, asgari ücretin daha belirlenmeden “ERİMESİNE ” neden oluyor. 2025 yılı itibarıyla bir çalışanın yalnızca barınma, gıda ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile asgari ücretin çok üstünde bir gelire ihtiyaç duyduğu ortada.
Asgari ücret belirleme süreci, bir tiyatro sahnesini andırıyor. İşçi temsilcileri, işverenler ve hükümet arasında yapılan toplantılar, çoğu zaman gerçekçi bir çözüme ulaşmaktan ziyade, yüzeysel bir uzlaşma ortamı yaratmayı amaçlıyor. Oysa ki, bu toplantılarda çalışanların gerçek ihtiyaçları, geçim sıkıntıları ve ekonomik veriler göz önünde bulundurulmalı. Ancak mevcut sistemde, masadaki işçi temsilcilerinin gücü sınırlı kalıyor ve hükümetin belirlediği politikalar ağırlık kazanıyor. EMİR DEMİRİ EZER…
Asgari ücretin en büyük düşmanı enflasyon. Resmi verilere göre açıklanan enflasyon oranı ile halkın hissettiği gerçek enflasyon arasında ciddi bir fark bulunuyor. Asgari ücret artışı, enflasyon oranına göre ayarlanmış gibi görünse de, artışın yürürlüğe girdiği ilk aylarda bile çalışanların alım gücü ciddi şekilde düşüyor. Örneğin, gıda ve enerji fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar, çalışanların maaşlarının büyük bir kısmını temel ihtiyaçlara harcamak zorunda bırakıyor. Eee nerede eğitim, nerede sağlık, nerede olmayan ulaşım giderleri.
Yine boyumu aşıp bir çözüm önerisinde bulunmak istiyorum. Gerçek bir asgari ücret hesaplaması yapınız. Yani Türkçe meali ile şöyle, asgari ücret belirlenirken, yalnızca enflasyon oranı değil, çalışanların ortalama harcama kalemleri, kira bedelleri ve temel ihtiyaç fiyatları dikkate almalısınız. Enflasyonla mücadelede, ssgari ücret artışlarının etkili olabilmesi için hükümetin enflasyonu düşürecek yapısal reformlara öncelik vermesi gerekiyor. Yani siz koltuk sahipleri iyi çalışmanız gerekiyor.
Bir başka kalem vergi muafiyeti ile , asgari ücret üzerindeki vergi yükü tamamen kaldırmalısınız. Çalışanların maaşlarından kesilen gelir vergisi ve sosyal güvenlik primleri, maaşı daha da eriten unsurlar arasında. Hoş sigorta primi de hastanelerde bile zoraki işe yarıyor. Daha güçlü işçi temsiliyeti gerekli. Asgari ücret belirleme sürecinde işçi sendikalarının daha etkin rol alması sağlanmalı. Kararlar, yalnızca hükümet ve işverenler tarafından değil, işçilerin gerçek ihtiyaçlarını temsil eden bir mekanizma ile alınmalı.
Kısacası “Asgari ücret” kelime anlamıyla bile bir çalışanın asgari ihtiyaçlarını karşılaması gereken bir miktarı ifade ederken, KKTC’de mevcut uygulamalar bu tanımın çok uzağında kalıyor. Asgari ücret belirlenmeden önce yapılan tartışmalar, çalışanların geleceğini daha iyi bir noktaya taşımak yerine, yıllardır süregelen ekonomik sorunları tekrar tekrar hatırlatıyor. Eğer bu sistem gerçekçi, şeffaf ve adil bir şekilde yeniden düzenlenmezse, asgari ücretin belirlenmeden yine söylüyorum “ÇÖP ” olması kaçınılmaz bir döngü haline gelecek.
DİJİTAL ETİKETLEME İLE HALKI KORUMAYA
DEĞİL, HALKINI SEVEN, DÜŞÜNEN,
ÇIKARLARINI KORUYAN BİR SİSTEM VE
YÖNETİM İLE HAREKET EDİNİZ.
TAKTİR EDERSİNİZ Kİ BU KADAR EMEKÇİ
SİZLER GİBİ OTURARAK PARA KAZANMIYOR…
KARAKUŞ