14 tane yaban eşşeğini katlettiler. İçlerinde anne olanlar, doğurmak üzere olanlar ve yavruları olanlar da vardı. Böyle bir vahşet insanlığın öldüğünün resmidir. Öte yandan ayakları bağlanıp çöpe atılan köpek. Bu ve buna benzer onca şiddet olayı. Yazıklar olsun artık insanlık kalmadı kimse de.
Günümüz dünyasında hayvanlara yönelik şiddet vakaları ne yazık ki hâlâ sıkça karşımıza çıkıyor. Sokakta yaşayan bir köpeğin ya da kedinin aç bırakılması, dövülmesi, hatta bir caninin elinde işkenceye maruz kalması, toplumun vicdanını derinden yaralıyor. Ancak bazı olaylar, insanlığın sınırlarını zorlayan, akıl almaz bir vahşeti gözler önüne seriyor. Bir sessiz canlının ayaklarını bağlayıp çöpe atmak, sadece o hayvana değil, insanlık onuruna da yapılmış bir saldırıdır.
Bu Vahşet Ne Anlama Geliyor?
Bir hayvanın ayaklarını bağlayıp çöpe atmak, 14 tane eşşeğin katledilmesi , sadece bir şiddet eylemi değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyolojik açıdan ciddi sonuçlar doğuran bir suçtur. Bu tür bir hareket, şu gerçekleri gözler önüne seriyor. Vicdan ve merhamet yoksunluğudur. Bir canlıyı eli kolu bağlı bir şekilde ölüme terk etmek, yapan kişinin empati ve merhamet duygularından tamamen yoksun olduğunu gösterir.
Öte yandan Şiddetin normalleşmesinin de etkileri var. Hayvanlara işkence eden kişilerin, ilerleyen süreçte insanlara da zarar verme olasılığı oldukça yüksektir. Kriminoloji araştırmaları, seri katillerin büyük bir kısmının önce hayvanlara zarar vererek başladığını ortaya koymaktadır. Eşşek değiliz hepimiz biliyoruz bunları.
Cezasızlığın sonucu da diğer bir etkendir. Bir kişi, bir canlıya bu kadar büyük bir vahşeti reva görebiliyorsa ve bunu yapmaktan çekinmiyorsa, bu durum yasaların yetersiz kaldığının bir göstergesidir. Kimse de kusura bakmasın.
Hapis Cezalarının Arttırılması: Hayvanlara yönelik işkence suçlarına en az 5 yıl hapis cezası uygulanmalı ve bu ceza ertelenmemelidir. Yasa yapıyoruz sizlere , sadece bir yerden başlanmalı diyoruz. Toplum hizmeti ve eğitim ile de hayvanlara zarar veren kişilere zorunlu rehabilitasyon ve eğitim programları uygulanmalıdır.
İhbar ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi de gerekli. Vatandaşların bu tür olayları daha kolay bildirebilmesi için etkin ihbar hatları oluşturulmalı ve şikayetlerin takibi sıkılaştırılmalıdır. Toplum Olarak Ne Yapabiliriz? Görgü tanığı olursak müdahale edelim. Bir hayvana işkence edildiğini gördüğümüzde bunu yetkililere bildirmekten çekinmemeliyiz.
Farkındalık Yaratalım ve bunun en etkili yolu sosyal medya ve kamuoyu baskısı, hayvan hakları konusunda büyük bir etkiye sahiptir. Eğitim de şarttır. Çocuklara küçük yaşlardan itibaren hayvan sevgisi aşılanmalı ve onlara her canlının yaşam hakkı olduğu öğretilmelidir.
Bir hayvanın ayaklarını bağlayıp çöpe atmak, insanlık adına utanç verici bir suçtur. Bu tür olaylara sessiz kalmak, kötülüğün yayılmasına göz yummaktır. Eğer bir toplum, en savunmasız üyelerini koruyamıyorsa, kendisine “insanlık” demeye hakkı yoktur. Hayvanlara yönelik şiddetin önüne geçmek için yasal düzenlemeler ve toplumsal bilinçlenme el ele yürütülmelidir. Unutmayalım ki, merhamet sadece sözle değil, eylemle gösterilir.
DİLSİZ CANLILARA İŞKENCE YAPANLAR
İKİ DÜNYADA DA YAKANIZ BİR ARAYA GELMESİN İNŞALLAH…