Konuk yazar Karakuş yazdı...

O maaşı alan insanın EV kredisine ne ihtiyacı olsun ki. Zaten isterse evini de arabasında taksitle alır. Bu halkı hiç’e saymanın başka bir ifade şekli olsa gerek bu açıklama.. Emekci her gün değişen etiket fiyatına yetişemiyorken, insanlara Evi yok fiyatlara verecek  gibi destan yağdırıyorlar. 

Bee canlarım aklınıza kurban olduklarım , sokağa çıkıp hane hane bir gezin bakalım kaç hanede ,aileler aç yada tok yaşıyor. Bir sorun bakalım maaşı alan eve gidebiliyor mu? Maaşı alan sizlere devlete geri ödemekten ayın 10'cu günü kredi  kartlarını dolduruyor. Avanslara geçiliyor. Şu günlerde eğtim giderleri olmamalarına rağmen ucu ucuna yaşayan insanlar var. 

Yarın eylül eğtim yılı tüm ihtişamı ile gelmeye başlayınca ne yapacak bu kadar insan kimse bilmiyor. Çünkü okullar  artık ticaret haneye transfer geçiş yaptı. Kuran kursunu da yürürlüğe koydunuz onun için ayrı madalyalıksınız zaten. Gözümüzden kaçtı sanmayın. Bunca dert ile yoğrulan emekçinin,  alın terine paha biçmeye çalışan koltuk sahipleri,  sizlerin bu EV kredisi ancak sizin yandaşlarınıza yarar. O kadar maaşı ve  dahasını sizler alıyorsunuz çok sayın Devlet-i Aliyye mensupları. 

Ekmek alımını düşüren, süt alamayan, eti artık ayda bir kez yiyebilen, market reyonlarında, geceden sabaha fiyatı  değişen ürünleri alamayan emekciye şartlı EV kredisi sunmak resmen "HADİ ALABİLİYORSANIZ ALIN" demenin başka bir samimiyetsiz yoludur. Memleket yanıyor kavruluyor nereye başımızı çevirsek alev topu gibi.

 Açılışlar rezalet,  projeler uydurma, insanlar her şekilde  mağdur, dışarısı kaçak dolu. Bankalar son ihbarları göndermeye hız kesmeden  devam ediyor.  Ama sizler halk işte gücde görsün , bahaneleri ile resmen başka tellerden çalmaya devam ediyorsunuz. Gece imzaladığınız her şeyi ertesi gün hayata geçirerek hayatların son bulmasına ön ayak oluyorsunuz. 

Geçimlerini el birliği ile zorlaştırdığınız bu insanların havalimanına, yeni ev projelerine gelene kadar insan gibi yaşayabilmek için alın terine paha biçilmeden, hakını verseniz. Eğtime gereken değeri verip çocuklarımıza hak ettikleri eğitimi verseniz. Sağlıkta yediden yetmişe herkese yetebilseniz . Hep söylediğiniz gibi dünyanın tanıyacağı bir KUZEY KIBRIS var ederdiniz. Ama yok giydiğiniz pantolon cepleri sizlere daha yakın oraya koymak mı? Halka vermek mi ?

Asgari ücreti 2 aylık ev kirasına denk tutan bir zihniyete ne söylesek boş. Hepiniz kodlanmış ve zamanı gelince harekete geçen makinelersiniz.  Sizlerin hesapları torunlarınıza kadar yetiyorken, bu ülkenin insanı olan, burada doğan ,bu ülkeye emeği alın teri dökülen halkın yoksulluğu sizin dönemin eseri olarak tarihe de geçecek hafızalarda da böyle kalacak. 

Ama değişecek günü, vakti , saati gelince her şey değişecek. Bu ülkenin LALE DEVRİ de bitecek. Belki görürüm, belki görmem ama nerede olursam olayım bunu görmeden de ölmeyeceğim. Bir göç kokusu da bu cümlelerden geliyor sanki. 


SÖZÜM TAM DA MECLİS’TEN İÇERİ…


NE DİYELİM, 

BİRİLERİNİN SEÇİLMESİ, BİRİLERİNİN EMRİ DİYE DİYE,  O SİZE DOKUNMAYAN YILANI BESLEYE BESLEYE İNSANLARI İNTİHARLARIN, GÖÇLERİN EŞİĞİNE GETİRDİNİZ. 

HALK BU ÜLKEDE TURİST DEĞİL. 40 GÜN KAR YAĞAR, 1 GÜN AV OLUR…

KARAKUŞ