Konuk yazar Karakuş yazdı...

Bu  ülkede para ile olabilecek her işin, her olayın , her hareketin ne kadar basit yapıldığını bilmeyenimiz yok  sanırım. Parasını öde yapacağını yap. 18 bin TL ile insanların hayatlarını kurtaramıyorsunuz işte bariz belli. Cezalar ne olursa olsun, o alkolü içen yine direksiyon başına geçip can almaya, mala zarar vermeye devam ediyor. 

Denetlemeleri her gün yapsanız da , esaslı caydırıcı cezalar olmadığı sürece bu kıyımlara devam edilecek. Para cezası ile olmadığını görmek için,  daha ne kadar masum insanın ölmesi lazım. Limitiniz nedir sayın yetkiler? Ne demek ya görevi başında,  bir insana çarpmak? Ne demek alkollü alıp alıp direksiyona geçmek? Bu rahatlık nerden? Denetimin  ve can güvenliğinin sıfır olduğu bu ülkede ne kadar insanın daha hayatı yok yere gidecek? 

Bu kadar ucuz ve önemsiz değildir,  insanların hayatları. Bir ülke bu kadar başı boş ve umursuz bırakılamaz. Yolların durumu meydanda. Çukuru, aydınlatması, yönsüzlüğü , trfik izyol işaretleri hiç bir şey YOK. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, bir de alkollü sürücüler ile tam bir insan öldürme gerçeği ile yaşamaya mahkum bırakılıyoruz. Biz mecburmuyuz ya yollarda korkarak  araç kullanmaya? Acaba nereden bir sarhoş çıkıp bizi biçecek diye düşünmeye.  Trafikte stersli seyir etmeye mecbur muyuz? 


Trafikte bile isteye insan hayatına kast etmek, bir insanlık suçudur. Taammüden insan öldürmektir. Yıllardır buna seyirci kalıyorsunuz. Yetersiz olduğunuzu kabul edemiyorsunuz. Sistemsizlik sonuçu bu ülkede çekmeyen kalamdı. Her gün trafik kazları, her gün ölümler, her gün insan kaybı. Sadece Allah rahmet etsin diyerek geçiyorsunuz. İnsanlar ölmeden çare bulmak ne hal hikmetse sisteminizde,  görevleriniz arasında asla yoktur.  

Olan oluyor ve insanların canına kıyıldıktan sonra tutuklayıp,  hapse atıyorsunuz. Öncesinde tek bir çare bulduğunuz yok bulacağınız da yoktur. Birileri zevk-i sefa yapacak diye, başka birileri canın' dan oluyor. Ne kadar hakkaniyetli bir ülke ve onun eşsiz kuralları. Çocuklarımız, gençlerimiz, insanlarımız bu ülke de ne yazık ki asla korunmuyor ve de can güvenlikleri sağlanmıyor.  Sadece ceza raporu yazarak,  bu trafik terörünü durduracağını düşünen yönetimin yanlış yaptığını anlaması zaman alacaktır belli. 

Pisi pisine giden onca can. Sönen biten onca hayat. Hayatının baharında yollarda can veren insanlarımız. Hala hastanelerde aylarca tedavi gören insanlarımız. O dağ yolunun aldığı hayatların haddi hesabı yok. Kapkaranlık yolların yarattığı tehlikeler. İnsan hayatına gram önem verilmemekte. Bu ülkenin olmayan yollarına seyrüsefer ödeyen insanlar para verip bu yollarda can veriyor. 

Sapasağlam cezalar uygulanmadığı sürece. Para ile değilde,  reel anlamada cezalar kesimediği sürece bu sistem bu şeklide,  daha çok insanımızı hayattan kopartacaktır.  Yarın biz daha sonra çoluk çocuğumuzun hayatları tehlikeye girecektir. Zaten her an bu risk ile yaşıyoruz.  Uyuşturucu, alkol ve süratin önünü para cezaları ile alamazsınız. 

Gereksiz o kadar işin peşinde koşmak yerine,  bu ülkenin halkı için tarihe geçecek değil ama kalıcı ve insani bir yaptırımınız olsun artık ya. Yok yere ölen insanlarımızın sayısını azaltmak için yönetim olarak bir çare bulmalısınız.  Meclis'te kavga etmek, gereksiz onca yasa çıkartmak yerine, bu ülkenin emekcisine, emeklisine,  öğrencisine,  yaşlısına kısacası insanına değer verip, bir yerden başlamanız gerekiyor. 


Her acıdan gerilemeye doğru giden bir ülke var ettiniz. Hadi çıkın ve söyleyin biz şu ülkelerden çok daha ileri ve güçlüyüz. Hadi çıkın da anlatın bakalım hangi işiniz tamamlandı. Hadi çıkın da onca ölen insanımızın hesabını veriniz. Hadi çıkın da biz yönetiyoruz , biz üretiyoruz, biz halkımızın yanındayız diyiniz. Hadi çıkın ve kimse artık yollarda ölmeyecek diyiniz. Hadi çıkın ve söylediğiniz ama asla gerçekleşmeyen icraatlarınız başlatınız. 


ASLINDA

 SİZ ÇIKIN VE BİZ YAPAMIYORUZ DİYİN...

KARAKUŞ