Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı...
Türkiye Cumhuriyeti’nde çok önemli bir seçim var… Nefesler tutulmuş durumda. Anket bilimine de artık güvenebilmek çok mümkün değil.. Dolaysıyla merak ettiğimiz bir çok soru var..
- Mesela, 20 yılı aşkın bir süredir iktidarda olan Erdoğan ile mi yoksa yepyeni bir isim ile yani Kılıçdaroğlu ile mi Türkiye yola devam edecek?
- Meclis aritmetiği nasıl şekillenecek.. Yani seçilen lider Meclis çoğunluğunu sağlayabilecek mi?
- 6’lı masa kazanırsa, yeni yasalarda 6 parti koordineli bir şekilde devam edebilmeyi başarabilecek mi? - Ekonominin durumu ne olacak? - Seçim sonrası KKTC’de sterlin 40 TL mi olur?
- Hangi lider seçilirse TL’nin değer kaybı terse dönmeye başlar…
- Yeni dönemde Amerika mı etkin olur, Rusya mı? Soruları da sıralamak istersem sayfalar dolar taşar.. Ama gelelim seçimin Kıbrıs’a etkisine, zira bizi ilgilendiren kısmı o! Açıkçası ben Türkiye’deki seçim sonuçlarının Kıbrıs sorunu bağlamında bir farklılık yaratacağına inanmıyorum! Nedeni de basit… Erdoğan hükümeti ile 2000’li yıllarda ‘Kıbrıs’ta federasyon’ talebi zirve yaptı, Annan planı referandumu yaşandı.. Ama Rum tarafının reddi ile çözüm sağlanamadı.. Rumlar “Biz Cumhuriyeti Türklerle paylaşmayız” dedi. Açık ve netti..
Sonrasında Avrupa, Rumlara ‘Hayır’ dediği için bir ceza kesilmedi, hayat akışında devam etti..
Yıllar geçti federasyona 4 elle sarılan Ak Parti, yani Erdoğan hükümeti Crans Montana’da harita ile birlikte güvenlik ve garantiler başlığını dahi masada müzakereye açmasına rağmen, Rum – Yunan ikilisini ikna edemediğini gördü..
Zira Rumlar bir çözüm ya da barış değil, Kıbrıslı Türkleri azınlık yapıp bu coğrafyadan silmeyi hedefledi.. Bu gerçek görüldükten sonra politika da artık değişti… Erdoğan hükümetinin federasyon açılımını en çok eleştiren , kuşkusuz bugün iktidarı hedefleyen CHP oldu.. Kıbrıs’ın milli politika olduğunu, federasyon modeli ile satışla çıktığı söylemlerini sadece CHP değil; İyi Parti Lideri de uzun uzun dillendirdi.. Hatta dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı tefe bile koydular! Yani demem o ki; bugün Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları hangi kararı verirse versin, Türkiye’nin milli Kıbrıs politikasında bir değişim olacağını beklemek sadece saflık olur!
Ya iç politikada? Bir soru da bu elbette… Olası bir iktidar değişiminde Kıbrıs iç politikasında bir değişim olur mu derseniz, kısa vadede değil ama orta vadede bir değişim söz konusu olacaktır. Özellikle de iktidarın büyük ortağı UBP’de hareketli günler beklemek mümkündür… Bakalım; bugün ya da olası bir ikinci tur sonrasında ortaya çıkacak tabloya göre yeni durumu yine yorumlamaya devam ederiz… Bugün için Türkiye’mize “hayırlı olsun” diyelim, demokrasinin en güzel örneğinin sergilenmesini temenni edelim.. Dileğim; sonuçtan bağımsız büyük Türk dünyasının kazanmasıdır...